Sivas Kongresi: Türkiye Cumhuriyeti’nin Temelleri
Sivas Kongresi, 4-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Ulusal Mücadele döneminin dönüm noktalarından bir tanesidir. Türk Milletinin kurtuluş mücadelesinde öncelikle kongrelerin geldiğini görüyoruz.
Daha Amasya’da iken Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının toplanmasına karar vererek hazırlıklarına başladıkları bu kongre, Sivas Kongresidir. Bu yüzden kongre hazırlıklarına daha Haziran ayı içerisinde başlanmıştır.
Milli kuruluşlar, komutanlar, bazı mülki yetkililer ve halkın her kesiminden vatanseverler bu kongreye temsilcilerini göndermek için çalışmalarda bulunmuşlardır. Amasya Genelgesi‘nde geçen milli kongre ifadesi, Türk milletinin ileriye dönük fikirlerini, beklentilerini tek noktada birleştirmiştir.
Bu kongre, vatanın bütünlüğünün konuşulacağı bir kongre olacaktı. Erzurum Kongresi’nin kararları da Sivas’ta tüm ülkeye ait olduğu gösterilecekti. Ne var ki bu gelişmelerden ürken İstanbul Hükümeti’nin engelleme girişimleri çalışmaları geciktirmiştir.
Sivas Kongresi Tarihi
Doğu ve batı illerinin ve Trakya’nın yani bütün ülkenin birliğini sağlamak amacı ile, Sivas’ta toplanan kongreye temsilci gönderilmesi, Amasya Genelgesi ile bildirilmişti. Fakat bu istek her tarafta olumlu karşılanmamıştır.
Kongreye katılmak için Atatürk ve arkadaşları 29 Ağustos 1919 günü Erzurum’dan ayrılmışlardır. 2 Eylül 1919 tarihinde halkın sevgi gösterileri içinde Sivas Şehrinde karşılanmışlar ve hemen kongre için hazırlık çalışmalarına başlamışlardır.
Bazı bölgeler delege seçmedikleri gibi, herkesi umutsuzluğa düşürecek cevaplar da verdiler. Onun için kongre, davet edilenlerin yarısı kadar temsilci ile, 4 Eylül 1919’da saat on dörtte Sivas Lisesi salonunda başladı.
Sivas Kongresi Başkanı Kimdir?
Kongre, 4 Eylül 1919 tarihinde, Mustafa Kemal Paşa’nın sözleriyle açıldı. Toplantının ilk günleri verimli geçmemiş, aralarında Rauf Bey’in de bulunduğu küçük bir ekip kongreye Mustafa Kemal’i Başkan seçmek istememişlerse de başarılı olamamışlardır.
Mustafa Kemal Paşa’dan sonra ilk sözü, İstanbul’dan gelmiş olan İsmail Fazıl Paşa aldı. Bu kişi, kongreye seçilecek başkanlık konusuna da değinerek, başkanlığın, nöbetleşe yapılmasını teklif etti.
İsmail Fazıl Paşa’ya göre, böyle hareket edildiği takdirde işin içine karakterler karışmamış olacağı gibi dışarıya karşı da eşitliğe uyulduğu izlenimi verilmiş olacaktı. Ancak teklif kongre tarafından kabul edilmemiş ve Mustafa Kemal Paşa, çoğunluğun oyu ile başkan seçilmiştir.
Sivas Kongresi Kaç Kişi İle Toplanmıştır?
Sivas Kongresi bütün yurdun birliğini sağlamayı amaçlayan bir kongre olmasına rağmen 38 delege ile toplanabilmiştir.
Erzurum Kongresi toplanması açısından bölgesel bir kongre idi ve 56 delege ile kongre toplanmıştı. Bu Kongrede katılımcı sayısının az olmasının sebebleri başıca;
- Trakya bölgesinden hiç delege katılmaması
- Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin bir kısmının kongreye katılmaması
- Batı Anadoluki ulusal örgütlerin kongreye ilgi göstermemesi
- İstanbul’dan katılımın az olması
Sivas Kongresine yurt genelinde seçilen delege sayısı 40 kişidir ama seçilenlerden 36 delege Sivas’a ulaşabilmiş ve kongreye katılabilmişlerdir. Diğer dört delege kongre çalışmaları bittikten sonra Sivas’a gelebilmişlerdir.
Sivas Kongresi Binası
Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi’nin hazırlıklarını yapmak üzere 29 Ağustos’ta Erzurum’dan ayrılarak 2 Eylül’de halk tarafından sevgi ile karşılandığı Sivas’a gelmiştir. Sivas Kongresi’nin toplanması 4 Eylül 1919’da Sivas Lisesi salonunda gerçekleştirilmiştir.
Sivas Kongresi Kararları
Gündeme geçilmeden önce kongreye birtakım teklifler yapılmıştır. Bunlardan en çok tartışılanları, “Padişaha kongre adına bir mektup sunulması; kongrenin İttihat ve Terakki Cemiyeti ile hiçbir ilgisinin bulunmadığının yeminle teyit edilmesiydi.
Bu tartışmalar sonuçlandıktan sonra manda yönetiminin kabul edilip edilmemesine dair uzun görüşmeler başlamıştır.
Erzurum Kongresi bildirgesinin temel alındığı Sivas Kongresi, 11 Eylül’de çalışmalarını tamamlamış ve aşağıdaki kararları almıştır. Bu kararlar şunlardı:
- Türk sınırları Mondros Ateşkes Antlaşması ile belirlenmiş kabul edilmektedir. Bu sınırlar içindeki bölgeler bölünmez bir bütündür.
- Osmanlı topraklarının bütünlüğünü, hilafet ve saltanatın güvenliğini sağlamak için milli güçlerin etkinliği ve milli egemenliğin üstün kılınması temeldir.
- Ülkeyi parçalama, üzerinde Rum ve Ermeni devletleri kurma girişimleri karşısında beraberce savunma yapılcaktır.
- Hristiyan azınlıkların her türlü güvenliği sağlandığından bunlara siyasi egemenliğimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar tanınamaz. Vatanın bölünmesi için hiçbir öneri kabul edilemez.
- Milletin kendi geleceğini belirleyebilmesi ve hükümetin başıboş bırakılmasının önlenmesi için Meclisin hemen toplanması gerekir.
- Ulusal direnişi gerçekleştirmek için kurulan cemiyetler birleştirilmiş ve adı “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olmuştur.
Sivas Kongresi ile Erzurum Kongresi Arasındaki Farklar
Erzurum kongresi ile Sivas Kongresi arasında bazı farklar bulunmaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır:
- Derneğin adı değişmiş “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olmuştur.
- Temsil Heyeti, bütün Doğu Anadolu’yu temsil eder kaydı yerine Temsil Heyeti, bütün ülkeyi temsil eder ifadesi getirilmiştir.
- “Her çeşit işgal ve müdahaleyi Rumluk ve Ermenilik kurmak amacıyla yapılmış sayacağımızdan, birlikte savunma ve direnme esası kabul edilmiştir” yerine Her türlü işgal ve müdahalenin ve özellikle Rumluk ve Ermenilik kurma amacını güden hareketlerin reddi konularında birlikte savunma ve direnme esası kabul edilmiştir” denilmiştir.
- Erzurum’da alınan kararda yer alan “Osmanlı Hükümeti’nin Doğu illerini bırakmak zorunda kaldığı anlaşıldığı takdirde alınacak tedbirlerin belirlenmesi” yani geçici idare kurma sorunu Sivas Kongresi’nde “buraları” yerine vatanın herhangi bir bölümü olarak değiştirilmiştir.
Sivas Kongresi ve Manda
Bir süreden beri Türk aydınları ve siyasal partiler arasında tartışılmakta olan manda konusu, Sivas Kongresi’ni de meşgul eden konulardan birisi olmuştur. Çünkü kongreye delege olarak katılanların bir bölümü manda yanlısı değil, bir kısmı da tam tersini düşünmektedir.
Manda taraftarı olanlar da Amerikan veya İngilizlerden birini tercih edemiyorlardı. Bununla beraber Amerika’yı isteyenlerin çoğunlukta olduğu anlaşılıyordu.
Sömürgecilerin Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Wilson Prensiplerini kendi çıkarlarına göre kullandıkları bir çare olan mandacılık, bağımsızlığına sahip olmayan ülkelerin Milletler Cemiyeti tarafından belirlenecek bir devlet tarafından yönetilmesiydi.
Bu şekilde galip devletler emperyal amaçlarını istedikleri gibi gerçekleştirmiş oluyorlardı. İşte Sivas Kongresi’nde bazı aydınlar çarenin Amerikan mandası altına girmek olduğunu iddia etmişlerdi. Daha çok üyesi olduğu millete inanmamaktan kaynaklanan mandacılık tartışmaları, Amerikan Senatosu’na mektup yazmak yoluyla sonuçlandırılmıştır.
Sivas Kongresi’nin En Önemli Konusu (Manda)Bu Yazımı da Okumak İster Misiniz?Sivas Kongresi’nin Önemi Nedir?
- Sivas Kongresi Kurtuluş Savaşı öncesi son kongredir.
- Ulusal Örgütlenme Tüm ülkeyi kapsamıştır.
- Erzurum Kongresi karaları tüm yurdu kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
- Temsil Heyetinin tüm ülkeyi temsil etmesi kararlaştırılmıştır.
- Ulusal bir meclis gibi çalışmalara devam etmiştir.
- Toplanması ve aldığı kararlar yönüyle tamamen ulusal bir kongredir.
- Mondros Ateşkes antlaşması reddedilmiştir.
- Tam bağımsızlık ve Milli Egemenlik ilkesi benimsenmiştir.
- Amerikan Mandası fikri reddedilmiştir.
- Kurtuluş Savaşının haklılığını dünyaya anlatmak için milli mücadele döneminin ilk gazetesi çıkmıştır.
Sivas Kongresi’nin Özelliği Nedir?
Sivas Kongresi , delegelerinin bütün ülkeye ait olması sebebiyele Milli Mücadelenin başlangıcında Türkiye’nin kaderini belirleyen, bütün milletin tek çatı altında olduğunu dünyaya ilan eden bir kongredir. Bu yönüyle etkileri Erzurum Kongresine göre çok daha fazla olmuştur.
Kongre çalışmaları sırasında en önemli konu Amerikan mandası üzerinde yapılan tartışmalar olmuştur. Kamuoyu bu konuyu o dönem uzun bir süre tartışmıştır. Manda konusu hakkında Atatürk, büyük nutkunda, konu hakkında yaptığı haberleşmeleri aynen ve ayrıntıları ile açıklamıştır.
Sivas Kongresinin Amacı Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşlarının Amasya Genelgesi sonrasında duyurdukları bir çağrı üzerine hayat bulan Sivas Kongresi 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşmiştir.
Sivas Genelgesi I. Dünya Savaşı sonunda vatanı işgal edilmiş olan Türk Milletinin hep beraber tam bağımsızlığı sağlamak için bütün yurttan gelen temsilcilerin Sivas’ta toplanıp ulusal kararların alındığı bir kongredir.
Bu kongre ile Erzurum Kongresinde alınan bölgesel kararların , Sivas Kongresi ile bütün ulusu kapsaması amaçlanmıştır. Yeni Türk Devletinin kuruluşunda bu ulusal kongrenin önemi büyüktür. Sivas Kongresi’nin amacı:
- Ulusal bağımsızlık.
- Yabancı bir devletin koruyuculuğunu veya mandayı reddetmek.
- Yabancı uyruklara bağımsız egemenlik üstünde imtiyaz tanımamak.
- Kapitülasyonların reddi.
- Azınlık cemaatlerinin ayrıcalıklarının kaldırılması.
- Emperyalist amaç taşımayan devletlerden ileride kalkınma için yardım kabul edilmesi şeklinde özetlenebilir.
Sivas Kongresi’nin İlk Siyasi Başarısı Nedir?
Sivas Kongresi yasal bir kongredir. İstanbul Hükümeti ise Sivas’ta yapılması kararlaştırılan bu kongreyi yaptırmamak için o dönem Elazığ valisi olan Ali Galip’ten yardım istemiştir.
Elazığ’dan, Sivas’a gelecek olan Ali Galip kongreyi engelleyecek kendiside Sivas Valisi olacaktı. İstanbul Hükümeti ile Ali Galip arasında haberleşme telgraf sayesinde olmuştur.
Bu haberleşmeyi öğrendikleri zaman Sivas’tan Padişaha bir mektup yazarak Damat Ferit Hükümetinin bu durumunu bildirmişlerdir. Telgrafla geri dönüş yapan Hükümet Padişaha bunun verilmeyeceğini söylemişlerdir.
Sivas Kongresinde bunun üzerine alınan karar ile Damat Ferit Hükümetinin görevden çekilinceye kadar iletişimi kesme kararı alınmıştır.
Alınan bu karar sonrası Damat Ferit Hükümeti 30 Eylül 1919 tarihinde istifa etmek zorunda kalmıştır. Bu Sivas Kongresi’nin İstanbul Hükümeti kaşısında aldığı ilk siyasi başarıdır.
- Sivas Kongresi – Vikipedi
- Milli Mücadele Başlarken – Prof. Dr. M. TAYYİB GÖKBİLGİN
- Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I. Cilt – Atatürk Araştırma Merkezi
- Mondros’tan Mudanya’ya Kadar II – Dr. Selahattin TANSEL