fbpx
Osmanlı Tarihi

Çeşme Baskını (1770) Nedenleri ve Sonuçları

Çeşme Baskını Nedir

Çeşme Baskını, 7 Temmuz 1770 tarihinde Osmanlı donanmasının Rus donanması tarafından imha edilmesidir.

Çeşme’nin Türk Deniz Harp Tarihi’nde bir de büyük ve acı hatırası vardır. Çeşme Deniz Savaşı 1770 yılında Çeşme Limanı’nda Osmanlı Donanması’nın ateş gemileri marifetiyle yakılmasıyla sonuçlanmıştır.

Akdeniz’de faaliyet gösteren Rus donanmasının 1770’te Çeşme Limanı önlerinde Osmanlı donanmasını yaktığı deniz savaşıdır.

Çeşme Baskını sonunda Osmanlı Devleti ağır bir yenilgiye uğramıştır. Rusya’ya mağlup olan Osmanlı Devleti savaşın ardından Küçük Kaynarca Antlaşması‘nı imzalamak zorunda kalmıştır. Bu savaşın sonunda kale ve şehir Rus ve Yunanlılar tarafından yağmalanmıştır.
çeşme deniz baskını

Çeşme Baskını Kısaca

18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya sürekli Lehistan’ın içişlerine karışıyor ve bu ülkeyi parçalamak istiyorlardı. Rusya’nın Polonya işlerine karışıp asker göndermesi İstanbul yönetimini tedirgin etmişti. Osmanlı Devleti savaşa hazır olmadığı halde Rusya’yı bu konuda oldukça sert bir şekilde uyarmıştır.

Rusya’nın da Lehistan’dan geri çekilmeyi reddetmesi üzerine iki devlet arasında savaş başlar. Sultan III. Mustafa’nın Osmanlı Devleti’ni Rusya ile savaşa sokması devlete çok pahalıya mal olacaktır.

Rusların bu savaştaki en önemli amacı Kırım’ı ele geçirerek Karadeniz’de söz sahibi olmaktır. Rusya’nın önündeki en önemli engel ise Kırım’a yardım götüren Osmanlı donanmasıdır. Ukrayna’dan Tuna’ya doğru ilerleyen Rus ordusu ilk olarak sınır boylarındaki Osmanlı kalelerini ele geçirirler. Ardından da Eflak ve Boğdan’ı işgal ederler.

Osmanlılardan yardım alamayan Kırım da 1771’de Rus işgaline uğrar. Ayrıca, Osmanlı donanmasını meşgul etmek isteyen Rus donanması Baltık kıyılarından Akdeniz’e gönderilir. Akdeniz’e gelen Rus donanması Ege adaları ve kıyılarına saldırıp Çeşme baskını ile Osmanlı donanmasını bozguna uğratır.

Çeşme Baskını Nedenleri

  • Rusya’nın geleneksel politikası olan sıcak denizlere ulaşmak istemesi.
  • Lehistan’ın Rusya’ya karşı Osmanlı Devleti’nden yardım talebinde bulunması.
  • Osmanlı Devleti’ne sığınan Lehistanlıların Ruslar tarafından katledilmesi.
  • 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki gücünü kırmak istemesi.
  • Rusya’nın Kırım’ı ele geçirerek Karadeniz’de söz sahibi olmak istemesi.

Çeşme Baskını Ne Zaman Gerçekleşmiştir?

“Çeşme Deniz Savaşı” 1770 yılında Çeşme Limanı’nda Osmanlı Donanması’nın ateş gemileri marifetiyle yakılmasıyla sonuçlanmıştır. 5-7 Temmuz 1770 tarihler arasında Osmanlı ve Rusya arasında gerçekleşen bu savaş tarihe “Çeşme Baskını” olarak geçmiştir.

Çeşme Deniz Savaşı’nın Osmanlı ile Rus Donanması arasında geçtiği bilinir. Fakat Rus komuta heyetinde üst düzey İngiliz ve Danimarkalı amiraller görev yapmıştır. Ayrıca subaylar arasında da İngiliz, Fransız, İsveçli, Arnavut ve Yunanlılar da bulunmaktadır. Yani Osmanlı’nın karşısında Ruslar değil aslında bir Haçlı Donanması yer almaktadır.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşına Katılan Rus Filoları

Ruslar Osmanlı Devleti’ne karşı yapılacak olan Akdeniz Seferi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Sadece 1769-1770 yıllarında bu sefer için 2 milyon ruble harcanmıştır. 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’na Katılmak üzerine görevlendirilen Rus Filoları şunlardır:

  • Birinci filonun Rus Amiral Spiridov komutasında Kronstadt’tan hareket etmesi. (29 Temmuz 1769)
  • İkinci filonun İngiliz Amiral Elphinstone komutasında Kronstadt’tan hareket etmesi. (20 Ekim 1769)
  • Üçüncü filonun Danimarkalı Amiral Arf komutasında Revel’den hareket etmesi. (11 Temmuz 1770)
  • Dördüncü filonun Revel’den hareket etmesi. (17 Mayıs 1772)
  • Beşinci filonun Kronştadt’tan hareket etmesi. (1 Kasım 1773)

Çeşme Baskını Öncesi Rusların Mora’da İsyan Planları (1770)

İmparatoriçe Katerina Kırım ve Karadeniz kuzeyindeki bölgeleri ele geçirmeyi istiyordu. Doğu Akdeniz’de ise Venediklilerin zayıflaması bu alanda bir kuvvet boşluğu meydana getirmekteydi. Osmanlı Devleti, RuslarınKaradeniz’de bu bölgelere karşı yapacağı bir harekatı engelleyebilirdi.

Bu yüzden Osmanlının dikkatinin başka bir yöne çekilmesi gerekiyordu. Mora Yarımadasında bir ayaklanma çıkarılması halinde Osmanlı Donanması’nın buraya yöneleceği biliniyordu. Bu amaçla Katerina Balkanlarla Mora’daki halkı isyan ettirmek üzere harekete geçer.

Rus Ordusu’nda görev yapan Yunan asıllı Papazolis’ı de Mora’ya gönderir. Papazolis Mora’nın köylerinde yaşayan, Manyatlar ile temas kurmaya başlar. Manyatlara Rusların gemilerle büyük bir sözü verilir.

Osmanlı Devleti’nden korkan Manyatlar önce Rus teklifine sıcak bakmazlar. Fakat daha sonra Osmanlılar tarafından da saygı gören yaşlı yöneticileri de kandırılır ve isyan planlarını kabul ederler.

Çeşme Baskını Öncesi Osmanlı Devletinde Yaşanan İstihbarat Skandalı

Bu arada Osmanlı Hükümeti yaşanan gelişmeler karşısında yeterli istihbaratı sağlayamamıştır. İstanbul’daki Fransa Büyükelçisi aracılığıyla iki Rus Filosu’nun Baltık Denizi’nden hareket geçtiği haber verilmiştir. Buna rağmen, Osmanlı Hükümeti, Rusların Akdeniz’de güvenli bir dayanak noktasının bulunmadığını ileri sürmüştür. Kısacası, Fransa’nın bu uyarısı dikkate alınmamıştır.

Cezayir Beylerbeyi’de “27 gemiden oluşan bir Rus Filosu’nun Minorka Adası’nda Port Mahon Limanı’na ulaştığını haber verir. Buna rağmen, kaynağı itibarıyla hatalı olmaması gereken bu uyarının da ciddiye alınmaması Çeşme baskınına neden olmuştur.

Rusların bu çalışmalarını öğrenmek için gizli casuslara veya araştırmalara girmeye aslında pek gerek yoktu. Dönemin İngiliz gazeteleri takip edilmiş olunsa bu bilgilere ulaşma şansı yeterli olacaktır.

Mora İsyanının Bastırılması

7-10 Şubat 1770 arası Rus gemileri Mora Yarımadası Manya Burnu’nda Vitula Limanı’na gelirler. Yerli halk Rus gemilerinin gelmesine çok sevinmiştir. Değişik kaynaklarda bu tarihte 50.000 ila 70.000 arası Manyat’ın isyan ettiği yazmaktadır. Rusların yanında sadece 500 kara askeri bulunmaktadır.

Osmanlı Ordusu 9 Nisan 1770 tarihinde isyancıları büyük bir bozguna uğratır. Savaş disiplinine alışık olmayan Manyatlar kaçarlar. Manyatların Osmanlı tarafından bozguna uğratılması karşısında iki aydan beri Koron Kalesi’ni kuşatma altında tutan Ruslar da geri çekilmek zorunda kalırlar.

Tarafların arasındaki mücadele Navarin Kalesi’nde gerçekleşir. 11 gün devam eden şiddetli bir çarpışmaların ardında Navarin Kalesi Rusların eline geçer. Katerina ile Kont Orlov’a göre Navarin, Mora ve Balkanlardaki mücadele için mükemmel bir konumdadır. Ancak, Navarin’i güvenliğe almak için öncelikle yakınlarda bulunan Modon kalesini de almak şarttır.

Modon Kalesi’nde ise 800 Osmanlı muhafızı vardır. İsyancıların saldırıya geçmesi karşısında kuvvetli bir direniş gösterirler. Sayıca üstün olan isyancılarla çok şiddetli çarpışmalar yaşanır ve Modon Kalesi kurtulur. Mora’da isyan eden tüm Manyatlar temizlenir. Tüm Rus askerileri ve isyancılar Navarin Kalesinde toplanmıştır.

Mayıs ortalarında, Navarin Limanı’nda bulunan Ruslar Türk Filosu’nun yaklaştığı haberini alırlar. Bu sırada Rusların ikinci Filosu olan Elphinstone emrindeki gemilerde Akdeniz’dedir.

Osmanlı Donanması’nın da bölgeye gelmesi sonucu Kont Orlov emrindeki Rus Donanması 7 Haziran 1770 günü Navarin’i boşaltır. Mora Yarımadası tekrar Osmanlı egemenliğinde kalacak, isyancılar amaçlarına ulaşamayacaklardır.

Çeşme baskını sırasında Osmanlı ve Rus donanmaları

Çeşme Baskınından Önce Osmanlı-Rus Donanmalarının Karşılaşmaları

Mora İsyanı’nı bastıran Osmanlılar Çeşme baskını öncesi Rus donanması ile iki kez karşılaşır. Bunlardan birisi Anabolu Savaşı, diğeri de Suluca Mücadelesidir.

Anabolu Savaşı (28 Mayıs 1870)

Menekşe Savaşının sonucunda her iki donanma da bir birinden ayrılmıştı. Havanın kararması sonucu, Rus gemileri gece boyu Anabolu Körfezi’nde gezinirler. Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa, savaşmak istemediğinden uygun bir liman olan Anabolu limanını tercih eder.

Sahilde 3 kaleye sahip bu liman Mora yarımadasında gemiler için en güvenli limanlardan biri olarak görülmekteydi. Hüsamettin Paşa, donanmayı kale toplarının da korumasından faydalanmak amacıyla liman girişine demirletir. 28 Mayıs 1770 Pazartesi günü sabahı her iki donanma birbirlerini yeniden görür.

Anabolu Mücadelesi’nde karşılıklı top düellosu yaklaşık dört saat sürmüştür. Osmanlı donanması o anda Ruslardan üç kat daha güçlü olmasına rağmen, bir de Anabolu sahil bataryalarının korumasına sığınmıştır. Gerçekten Anabolu Savaşında, Osmanlıların 900 topuna karşılık Rus Filosu sadece 280 topa sahiptir.

Kuvvet üstünlüğüne sahip olan Osmanlı donanmasının limana neden sığındığını açıklamak oldukça güçtür. Mora Komutanı Muhsinzade Mehmet Paşa 29 Mayıs 1770 günü sabahı gemi komutanlarını yanına çağırır. Onlardan demir alarak düşmanla savaşmak üzere denize açılmalarını ister.

Ancak Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa ise, gemilerin hasarlı olduğunu belirtir. Ayrıca cephanelerinin de azaldığını ileri sürer. Bu harekatı desteklemediğini açıklar. Muhsinzade Mehmet Paşa’nın ısrarları üzerine Osmanlı donanması limandan çıkma kararı alır.

30 Mayıs 1770 Perşembe sabahı limandan çıkılarak güney batı yönünde Menekşe Burnu’na doğru gidilir. Karadan denize doğru esen rüzgar Osmanlı donanması için oldukça uygundur ve hızla Rus Donanması’na doğru yol almaya başlanır.

1 Haziran 1770 Cuma günü öğle vakti Rus filosu St. Angelo Burnu 12 mil mesafede bulunmaktadır. Osmanlı Filosu ise Suluca Adasına demirlemiştir.

Suluca Savaşı

Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa, Anabolu Limanı’ndan çıktıktan sonra ilk önce Rus Filosu’nun arkasından gitmiştir. sonradan sert havayı ileri sürerek rotasını çevirmiş ve Suluca Adası’na demir atmıştı.

İki gün kalan Hüsamettin Paşa Rus Filoları’nın birleştiğini ve kendilerini aradığını haber alır. Savaşa girmemek amacıyla, demir alarak bir an önce bölgeden uzaklaşmaya karar verir. Ancak Kaptan-ı Derya uzaklaşmaya zaman bulamadan Rus Filosu tarafından tespit edilmiş, artık savaş kaçınılmaz olmuştu.

Osmanlı donanması savaş düzenine geçer. İki donanma arasında yaklaşık üç saat boyunca devam eden top atışı yapılır. Donanmalar arasındaki mesafe fazla olduğundan top atışları etkili olamamıştır. Akşam olunca rüzgar tamamen kesilmiş, gemiler oldukları yerde kalmıştır. Osmanlı donanmasının yeni rotası Termiye Adasıdır.

5 Haziran 1770’de Elphinstone, Osmanlı donanmasının takip edilmesi emrini verir. 7 Haziran 1770 günü, Ruslar Osmanlı Filosu’nu Terniye ile Para adaları arasından artık gözden kaybederler. Bu arada Hüsamettin Paşa komutasındaki Osmanlı Filosu önce Sisam Adası’na doğru ilerlemiştir. Ardından 9 Haziran 1770 tarihinde Sisam Kanalı’na demir atmıştır.

Rus gemileri de Paros Adası’nda bir araya gelmiştir. Osmanlı Donanması ise 24-25 Haziran 1770 tarihinde ileri harekete geçerek Çeşme Limanı’na demir atar. Bu sırada Hüsamettin Paşa, Çeşme’de savaş divanını toplamıştır. Donanma kaptanları ile fikir alışverişinde bulunur.

Cezayirli Hasan Paşa toplantıda, düşmanın üzerine gidilmesini ister. Ancak Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa ise, Çanakkale’ye hareket edilmesi kararı verecektir.

Sakız Kanalı Savaşı (5 Temmuz 1770)

4 Temmuz 1770 günü Osmanlı donanması Çeşme’den hareket etmek üzere yola çıkar. Fakat, liman çıkışı kalyonlardan birinin direğinin kırılması nedeniyle iki sıra halinde demirlemiştir. Bu sırada gözetleme amacıyla gönderilmiş bulunan Rus gemilerinden biri top atarak Osmanlı Donanması’nın görüldüğünü haber verir.

Rus Filosu limanda demirli olarak bulunan Osmanlı Filosu’na doğru yaklaşmaya başlamıştır. Ruslar’ın savaş durumunu almalarından ve hücum planlarını yapmalarından sonra, sabah saat 11:00’da hücum emri verilir. Böylece, Amiral Spiridov, öncü birlikleri ile derhal harekete geçer.

Evropa adlı Rus öncü gemisi top atışı mesafesine yaklaşmış ve Osmanlı tarafından çok şiddetli bir ateşe maruz kalmıştır. Öğlen saatlerinde her iki taraf için de savaşın en sıcak anları yaşanır. Cezayirli Hasan Paşa kumandasındaki Burc-u Zafer gemisi ile Yevstafiy kalyonu arasında şiddetli çatışmalar başlar.

Yevstafiy Kalyonunun armalarının çoğu parçalandığı için Hasan Paşa kumandasındaki Burc-u Zafer gemisinin üzerine düşer. Çok geçmeden Türk gemisi alev almış ve birkaç dakikada tüm gemi yanmaya başlar.

Türk gemisinin yanan direği Yevstafiy gemisinin üzerine düşmüş ve Yevstafiy gemisi infilak etmiştir. Yevstafiy’in infilak etmesinden sonra Burc-u Zafer gemisi de, 15 dakika sonra havaya uçar. Rus Donanması panik içindeyken Türk gemilerine gönderilecek ateş gemileri bulunamaz.

Kont Orlov mecburiyetten donanmasına demir atma emrini verir. Türk gemileri de yangının yayılmasında korkup halatları keseler. Osmanlı Donanması, yelkenleri açıp tam bir karmaşa içinde Çeşme Limanı’na çekilmeye başlar.

Ruslar, Osmanlı Donanmasının çekilmesi üzerine herkesin düşmanı takip etmesini ister. Böylece Osmanlı donanması, Çeşme Limanı’na girene kadar takip edilir. Rus donanması, Osmanlının top atışı mesafesinde liman ağzında demirlemiştir.

Savaş sadece 1,5 saat sürmüş, yarım saat süren kovalamanın ardından Osmanlı donanması öğleden sonra saat iki sularında Çeşme Limanı’na sığınmıştır.

çeşme savaşı

Çeşme Baskını (6-7 Temmuz 1770)

Çeşme, bir mil genişliğinde, iki mil kadar uzunluğunda olduğundan, Osmanlı Donanması’nı almak için boyutları çok ufak bir limandı. Osmanlı donanması limana girdiği zaman üst üste demirlemek zorunda kalmıştı. Bu durumda gemilerin toplarını rahatça kullanma olanakları bulunmuyordu.

Donanma, düşman için de çok rahat ve kolaylıkla yok edilebilecek bir hedef haline gelmişti. Gemilerin birinde yangın çıkması halinde, diğer gemiler de tehlikeye girecekti. Üstelik düşman donanması da pek uzaklarda değildi. Eğer Osmanlı Donanması’nın, bu durumunu Ruslar anlar ve baskın yaparsa, bu Donanmaya daha ağır hasar verdirebilirdi.

Ancak Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa, düşmanla açık denizde savaşmak istemiyordu. Liman ağzına demirleyeceği kalyonların, donanmayı koruyabileceğini tahmin ediyordu. Ruslar o günü, dört ateş gemisinin hazırlanması ve gemilerin onarılması için kullanırlar.

Bu arada Rus Savaş Meclisi de toplanmıştır. Burada Osmanlı Donanması’nı imha etmek üzere uygulanacak hareket tarzı belirlenir. Komodor Greig’e, gemileri yakın mesafede bir duruma göre en uygun şekilde yerleştirmesi emri verilir.

Osmanlı gemilerinden ve kara bataryalarından şiddetli bir ateş açılır ve karşılıklı top ateşi başlar. Bu durum, diğer gemilerin gelmelerine kadar yaklaşık 15 dakika sürer. Yoğun ateş, 1 saat 15 dakikalık süre içinde aralıksız devam eder. Bu sırada bombardıman gemisinden atılan bir bomba, Osmanlı gemilerinden birinde yangın çıkartır.

Osmanlıların tüm dikkatinin ateş alan gemide olduğunu gören Samuel Greg, ateş gemilerine limana girme işareti verir. Ancak, Osmanlı gemisi bu tehlikeyi görmüş ve ateş gemisinin limana girmesini engellemiştir. Ateş gemilerinin liman girmeye başlamaları sırasında, Osmanlı gemisindeki yangın da yanındaki gemilere yayılmıştır.

Böylece artık Osmanlı Donanması’nın yarısı yanmaktadır. Sabaha karşı saat 3’te Osmanlı Donanması’nın tamamı yanmıştır. Yangından etkilenmeyen gemiler bile savaşmayı bırakmışlardır. Mürettebatın tamamı dehşet ve umutsuzluk içinde suya atlar.

Çeşme baskınından kurtulan tek gemi Hüsamettin Paşa’nın Baştardası olur. Çeşme baskını ardından sonra Hüsamettin Paşa, Cezayirli Hasan ve Cafer beyler İzmir’e giderler.

Çeşme Baskınında Osmanlı Donanmasının Kayıpları Nelerdir?

Çeşme Deniz Savaşı’na Osmanlı Donanması, 26 Mart 1770’de Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa komutasındadır. Osmanlı Donanması’nın Çeşme baskını sırasında envanterinde şu gemiler bulunmaktadır:

  • On kalyon
  • Bir baştarda
  • Altı kadırga
  • Beş perkende
  • Değişik tiplerde küçük tekneler yer almıştır.

Çeşme baskınına katılan Rus Donanması’nda:

  • Dokuz kalyon
  • Üç fırkateyn
  • Bir humbara gemisi
  • Dört ateş kayığı
  • Dört silahlı ticaret gemisi bulunmaktadır.

Osmanlıların kayıpları için ise 5.000 ile 11.000 arasında rakamlardan bahseldilmektedir. Gemilerdeki personel sayısı dikkate alındığında o anda Çeşme’de baskınında toplam sayının 10.000 civarında olduğu hesaplanabilir.

Ancak Osmanlı Donanması’nın toplam kaybının 5.000’lere ulaşma olasılığının çok zayıf bir ihtimal olacağı değerlendirilmelidir.
çeşme deniz savaşı

Çeşme Baskını Sonuçları

  • Çeşme baskını sonrasında Çanakkale Boğazı’nın savunulması için Karadeniz Filosu görevlendirilmiştir. Bu durum Karadeniz’in güvenliği açısından büyük boşluk yaratmıştır.
  • Rus Orduları 1771’de Kırım’a girerek Osmanlı egemenliğine son vermişlerdir.
  • Çeşme baskınından sonra Osmanlı Hükümeti batı teknolojisinin yakından takip edilmesi gereğini kavramıştır.
  • Türk Gölü olarak bilinen Karadeniz Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rus gemileriyle paylaşılmıştır. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti önemli oranda prestij kaybına uğramıştır.
  • Donanımlı insan gücünün büyük bir bölümü Çeşme baskınında kaybedilmiştir.
  • Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çanakkale savunma sistemlerinin takviyesi sırasında Baron de Tott ile tanışmış ve çalışmıştır.
  • Çeşme baskınından sonra Deniz Harp Okulu’nun temeli olan “Tersane Hendesehanesi” kurulmuştur.
  • Tersane Hendesehanesi’nin askeri kolundan “Deniz Harp Okulu” doğmuştur. Sivil uzantısından da “İstanbul Teknik Üniversitesi“ doğacaktır.
Çeşitli kaynaklarda Çeşme baskını sonucunda tüm Osmanlı Donanması’nın imha edildiği yazılıdır. Burada söylenmek istenen konu, Çeşme Savaşı’na katılan tüm donanma gemilerinin yok edildiğidir. O tarihte Osmanlı’nın elinde yaklaşık 26 kalyon ve 30 çektiri bulunmaktadır. Dolayısıyla aslında Çeşme’de kaybedilen gemi sayısı, mevcut donanmanın yaklaşık üçte biri kadardır.
KAYNAKÇA
  • İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI, OSMANLI TARİHİ IV. CİLT, 1. BÖLÜM KARLOFÇA ANTLAŞMASINDAN XVIII. YÜZYILIN SONLARINA KADAR ( TÜRK TARİH KURUMU)
  • Çeşme Deniz Muharebesi – Vikipedi 
  • 1770 Çeşme Deniz Savaşı – Ali Rıza İŞİPEK – Oğuz AYDEMİR

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma