fbpx
Avrupa TarihiOsmanlı Tarihi

1878 Girit İsyanı Hakkında İlginç Detaylar

Girit İsyanı, 1878 tarihinde Girit’te Osmanlı yönetimine karşı başlatılan ayaklanmadır. Kırım Savaşı’ndan sonra, 1866-1869 yılları arasında Girit halkı, özellikle Yunanistan’ın kışkırtması ile ayaklanmıştı. Girit İsyanı sonunda, Padişah yayınladığı bir ferman ile Girit’e, bir takım yetkiler vermişti.

girit isyanı sırasında işgal kuvvetleri
Girit İsyanı sırasında işgal kuvvetleri.

1878 Girit İsyanı Nedir

1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının sonucunda Girit üzerinde İngiliz-Rus mücadelesi ortaya çıkmıştır. İngiltere, Kıbrıs’tan sonra Girit’i de ele geçirmeyi istiyordu.

Bu konuda İngiltere’yi harekete geçiren Ayastefanos Antlaşması oldu. Antlaşmanın 15. maddesine göre, Osmanlı Devleti Girit’te özerklik durumunu genişletecek ve bunları uygulamaya sokmadan Rusya’ya danışacaktı.

Bu durum Rusya’ya, Girit İsyanı konusunda dolaylı da olsa üstünlük sağlıyordu. İngiltere bunu gördüğü için, Berlin Antlaşması’nda bulunan bu maddeyi kaldırtmış ve bunun yerine Osmanlı Devleti’nin devletlere bilgi vermesi esasını getirtmiştir.

İngiltere, Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu sağlamlaştırmak için Girit’e de yerleşmeye karar vermiştir. Bu nedenle Girit’te yaşayan Rumları desteklemiştir. Yunanistan, İngiltere’nin bu desteğini görünce, Girit Rumlarını tahrik etmiş ve 1878’de Girit İsyanı çıkmıştır.

1878 Girit İsyanı Nedenleri

Adanın idaresi, 1821 tarihinden itibaren sorun haline gelmişti. Girit halkı, sürekli huzursuzluk çıkarmaktaydı. Yunanistan’ın bağımsızlığını elde etmesinden sonra adanın Yunanistan egemenliği altına alınması da Yunanlıların ortak amacı olmuştu.

1867’de Girit İsyanı’nı başlatan Rumlar, ilk olarak ıslahat yapılmasını istemişlerse de, Osmanlı Devleti’nin zayıflığını görünce, Girit’i Yunanistan’a ilhak ettiklerini ilan etmişlerdir. Osmanlı hükümeti, Girit İsyanı üzerine ortaya çıkan krizi önlemek için Sadrazam Ali Paşa’yı Ada’ya göndermişti.

Girit İsyanı zor kullanılarak önlenmişse de Osmanlı Devleti’nin egemenliğini burada sürekli şekilde devam ettiremeyeceği ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Giritlilere özerklik verilmesi düşünülmüş ve bu şekilde önceki duruma göre huzur sağlanabilmiştir.

Ancak Yunanlılar ve Giritliler, adanın Yunanistan’a bağlanması konusundaki niyetlerinden vazgeçmemişlerdi. Girit İsyanı konusu o dönem için kapanmış oluyordu.

Halepa Fermanı (25 Ekim 1878)

Yunanistan, İngiltere’nin de Girit Rumlarını desteklediğini görmüş ve Osmanlı Devleti’nin savaştaki yenilgisinden dolayısıyla Osmanlı’nın zayıfladığını da düşünmüştü.

Bu nedenle Giritli Rumları kışkırtmış ve 1878 yılında Girit’te isyanlar çıkmıştır. Osmanlı hükümeti çıkan isyanı önlemek düşüncesi ile isyancılar ile 1878 Ekim ayında, Girit’te Halepa Antlaşması yapıldı.

Antlaşma, 1868 Fermanı’nın tanıdığı yetkileri genişletmekte ve bir çeşit anayasa niteliği taşımaktaydı.

Halepa Fermanı Hangi Padişah Döneminde Kabul Edildi?

25 Ekim 1878’de Osmanlı Devleti ile Giritli isyancılar arasında gerçekleşen Halepa Fermanı, Padişah II. Abdülhamit döneminde kabul edilmiştir. Osmanlı Devleti’ni Girit dışında başka sorunlarla da uğraşmak zorunda olduğu bir dönemde bu antlaşmayı yapmıştır.

Halepa Fermanı Maddeleri

  • Girit genel valisi, beş yıllık süre için görevlendirilecek.
  • Genel Vali Müslüman veya Hristiyan olabilecek.
  • Müslüman vali olduğu zaman Hristiyan yardımcısı, Hristiyan vali olduğu zamanda, Müslüman yardımcısı bulunacaktır.
  • İl Genel Meclisi 80 üyeden oluşacak; bunlaradan 49’u Hristiyan, 31 tanesi Müslüman olacaktır.
  • Meclis yılda bir kez toplanacak, yerel ihtiyaçlar hakkında karar verebilecek.
  • Memurlar yerli halk arasından seçilecek.
  • Rumca, Türkçe gibi resmî dil olarak kabul edilecek.
  • Vergi gelirlerinin fazlası kamu ihtiyaçları için harcanacak.
  • Basın hürriyeti sağlanacak.
  • Kâğıt paranın dolaşımı yasaklanacak.

Bu antlaşma ile Ada’nın yönetiminde halk ve özellikle Rumlar söz sahibi yapıldığından, anlaşma Rumları memnun etti. Ada’da bir süre sakinlik devam etti.

girit isyanı sırasında türk kuvvetleri
Girit İsyanı sırasında Türk kuvvetleri

1878 Girit İsyanında Yunanistan’ın Rolü

Berlin Antlaşması’na göre, Türk-Yunan sınırında Yunanistan lehine bir takım sınır düzenlemeleri yapılması esası kabul edilmişti. Buna göre Yunanistan, Tesalya ve Epir’i istediği zaman bu Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmemişti.

Bunun üzerine Yunanistan, Tesalya ve Epir’in yerine Girit’in kendisine verilmesini istedi. Bu talebi duyan İngiltere, Osmanlı Devleti’ne başvurmuş ve Girit Yunanistan’a verilecek olursa, kendisinin de toprak isteyeceğini bildirmiştir.

İngiltere’nin 1882’de Mısır’a yerleşmesinden sonra, Girit’e olan ilgisi daha da yoğunlaştı ve kışkırtmaları daha da arttı.

Girit Rumları siyasi görüş olarak, Liberaller ve muhafazakarlar olarak ikiye ayrılmışlardı. 1889’da yapılan seçimlerde çoğunluğu liberaller elde ettiler. Liberaller Ada’nın Yunanistan’a ilhakından yanaydı. Muhafazakarlar ise Osmanlı tarafında bulunmaktaydı.

Seçimlerin ardından iki taraf arasında siyasal mücadele yaşanmaya başlandı ve bunun sonucu olarak da 1899’da Ada’da karışıklıklar meydana geldi. İsyancılar Yunanistan’a katılmak istiyorlardı. Bu arada Rumların Müslümanlara da saldırması sonucunda, köylerde yaşayan Müslümanlar şehirlere ve limanlara sığınmak zorunda kaldı.

Rumlar ise, çete savaşı yapmak için iç bölgelere ve dağlara çekildiler. Bu sırada da Osmanlı Devleti’nden birtakım isteklerde bulundular. Bu istekler şunlardı:

  • Ada’ya Hristiyan vali atanması.
  • Girit’in ekonomik açıdan bağımsız olması.
  • Memuriyetliklerde Müslüman ve Hristiyanlar arasında nüfus oranına göre dağıtım yapılması.
  • Ada’da bulunan Osmanlı kuvvetlerinin azaltılması ve bu askerlerin belirlenen bölgede bulunması.

Osmanlı Devleti bu istekleri kabul etmeyerek reddetti. Bunun üzerine Yunanistan 1889’da devletlerden aracılık talebinde bulunduysa da bunu kimse kabul etmedi. Devletlerin Yunanistan’a yardım etmemesi karşısında Padişah II. Abdülhamit’te, Halepa Antlaşması’nı yürürlükten kaldırıdı.

Girit Adası İçin Hazırlanan Reform Tasarısı (1896)

Padişah II. Abdülhamit Girit’e takviye kuvvetler yollayarak, 1890’da ayaklanmayı bastırmış ve isyancılar dağıtılmıştı. Bu tarihten sonra Ada’da otoriter yönetim başladı. Bir zaman sonra bu yönetimden Müslüman halk da şikayet etmeye başlamıştır.

Bu baskı yönetimi yaklaşık altı sene devam etti. 1895’de, Anadolu’da Ermenilerin ayaklanmasının üzerine, devletlerin İstanbul’a donanma göndermesi, Giritlileri bir kez daha harekete geçirdi.  Avrupa’da Osmanlı Devleti’ne karşı oluşan olumsuz hava, Girit Rumlarının yeniden ayaklanmasına neden oldu.

İki tarafın da birbirine saldırması üzerine, çatışmalar tüm adaya yayıldı. Osmanlı Devleti başka sorunlarla uğraştığı için, Rumların haklarından bir bölümünü geri vermeye karar verdi ve adaya Hristiyan vali atadı.

Bu taviz, bu sefer Müslümanların tepkisi ile karşı karşıya geldi. Müslüman halk adaya Hristiyan vali atanmasına itiraz edip, ona karşı ayaklandılar. Yunan Kralı Yorgi, 1895 Aralık ayında devletlere başvurup müdahale etmemeleri durumunda Girit’e müdahale edeceğini açıklamıştı.

Bunun üzerine büyük devletlerin elçileri, Girit Rumlarının taleplerini hesaba katarak Girit için reform tasarısı hazırladılar ve Osmanlı Devleti’ne. verdiler. Olayın büyümesini istemeyen Osmanlı Devleti kendisine sunulan reform tasarısını 1896’da kabul etti.

Buna göre Halepa Antlaşması bir kez daha yürülüğe konuyordu. Girit’e beş yıl süre ile Hristiyan vali atanıyor ve memurlukların çoğunluğu da Rumlara geçiyordu.

Girit Adası’nın Yunanistan Tarafından İşgal Edilmesi (1897)

Yunanistan ve özellikle Etniki Eterya Cemiyeti Girit Rumlarını sürekli olarak kışkırtmaktaydı. Cemiyetin amacı Epir’i, Makedonya’yı ve Girit’i Yunanistan’ın elde etmesiydi. Giritlilerin oluşturduğu bir cemiyet de Etniki Eterya ile iletişim içinde bulunuyordu.

Avrupa’da Girit İsyanı lehine hava oluşması da, Yunan devletinin cesaretini çoğalttı ve Osmanlı Devleti ile savaşmaya yöneltti. Yunanlılar sürekli Girit’e silah gönderiyor ve Giritli Rumları Müslümanlara karşı kışkırtıyordu.

Bu gergin hava içinde, 1897 Şubat’ında Hanya’da Müslümanlar ile Rumlar arasında çatışmalar çıktı. Yunan kamuoyu acil olarak Girit’e donanma ve ordu gönderilmesini talep ediyordu. İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında yaşanacak savaşa engel olmak için müdahale etmeye karar verdiler.

Girit İsyanına Devletlerin Müdahalesi

Devletler Ada’nın Yunanistan tarafından işgal edilmesine onay vermediler. Bu nedenle Hanya taraflarına donanma gönderecekler ve limanları işgal ederek güvenliği sağlayacaklardı. Almanya Pire limanının kuşatılmasını bildirirken, İngiltere Ada’ya daha fazla özerklik verilmesi taraftarıydı.

Fransa ise Girit’in doğrudan Osmanlı Devleti’ne bırakılamayacağı gibi, Yunanistan’a da verilmemesini istedi. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü de koruyarak, Ada’ya daha fazla özerklik verilmesinin en iyi çözüm yolu olduğununu bildirdi.

Bu şekilde devletler Girit’in özerkliği konusunda fikir birliğine vardıktan sonra, Yunanistan’a bu kararlarını açıklayarak askerlerini Ada’dan çekmesini istediler. Yunanistan yapılan bu teklifi kabul etmeyince de, Girit’i kuşatmaya alacaklarını ilan ettiler. Kuşatma 21 Mart tarihinde başladı.

Girit’İn devletler tarafından kuşatma altına alınması Yunanistan’a geri adım attırdı ve özerklik teklifini kabul ederek kuvvetlerini Ada’dan çekti. Bunun üzerine, her devlet Girit’e 600 asker yollayarak, Ada halkını sakinliğe davet etti.

girit isyanında yaşanan türk yunan savaşı
Girit İsyanında yaşanan Türk Yunan Savaşı.

Türk-Yunan Savaşı (313 Savaşı)

Girit İsyanı bu şekilde sona ermiş oluyordu. Fakat Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasındaki gerginlik sürekli artıyordu. Tesalya sınırında Yunanistan’ın hazırlıklara başlaması üzerine, Osmanlı Devleti’nin de önlem almasına yol açtı.

1897 başında Yunan birlikleri Makedonya’yı ayaklandırma amacı ile Osmanlı sınırlarına silahlı saldırıda bulunudu. Bunun üzerine Osmanlı Devleti 18 Nisan 1897’de Yunanistan’a savaş ilan ettiğini açıkladı.

Türk-Yunan savaşı en başından itibaren Türk askerlerinin başarısı altında devam etti. Türk ordusu sürekli olarak Yunan kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktılar. 17 Mayıs 1897’de yapılan mücadele de Dömeke ele geçirildi. Türk ordusu için Atina yolu açılmıştı.

Bu mağlubiyetler üzerine Yunan hükümeti istifa etti. Yeni hükümeti devletlerin aracılığını istedi ve Girit için özerklik rejimini kabul ettiğini bildirdi. Böylece Yunanistan Girit’in ilhakından vazgeçmiş oluyordu.

İngiltere’nin ısrarı üzerine Osmanlı Devleti savaşı bitirmeyi kabul etti ve 21 Mayıs 1897’de ateşkes imzalandı. 4 Aralık 1897’de Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında İstanbul’da barış antlaşması imzalandı.

Girit İsyanı Sonuçları

Avrupalı devletlerin 1897 Mart’ında ileri sürdükleri özerklik planını Osmanlı Devleti kabul etmişti. Devletler, bu konuyu yeniden incelediler. Hazırladıkları statüye göre:

  • Girit’e, devletlerin de onayı ile bir Hristiyan vali atanacak.
  • Memurluklar, Müslüman ve Hristiyan nüfusun oranına göre dağıtılacak.
  • Genel Meclis, jandarma, maliye, adalet işleri için de birtakım esaslar tespit edecek.

O sırada Ada’da yönetim, kuşatmayı uygulayan devletler tarafından yürütülüyordu. Bu nedenle Hristiyan bir vali bulmaları gerekiyordu. Bu konu tekrar soruna yol açmıştı. İngiltere ile Rusya, Yunan veliahdının vali olmasını istediler. Osmanlı Devleti bunu kabul etmek istemedi.

Başka bir devlete bağlı olan kişinin vali olmasının, Ada’nın elden çıkması sonucunu doğuracağını biliniyordu. Özellikle Rusya’nın zorlaması sonucu Abdülhamid, Prens Yorgi’nin valiliğini kabul etmek zorunda kaldı.

Vali sorunu görüşülürken, 1898’de Hanya’da İngiliz askerleri ile Müslümanlar arasında çatışmalar yaşandı. Bunu bahane eden İngiltere, Osmanlı’dan askerlerini adadan çekmesini istedi. İngiltere’nin bu isteği diğer devletler tarafından da destek bulunca, Osmanlı Devleti’ne Girit’i boşaltmaktan başka yol kalmadı.

Böylece Girit’te özerk yönetim dönemi başlamış oldu. Osmanlı Devleti’nin, Girit ile “fiili” bağları da tamamen kopmuş, Girit ile Yunanistan aynı ailenin egemenliğinde birleşmiş bulunuyordu. Balkan Savaşları sırasında Yunanistan Ada’yı işgal ve ilhak edecekti.

YARARLANDIĞIM KAYNAKLAR:
  • Halepa Fermanı – Vikipedi 
  • 19. Yüzyıl Siyasi Tarih (1789-1914) – Prof. Dr. Fahir ARMAOĞLU
  • Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Devirleri 1876 – 1907 – Enver Ziya KARAL

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma