Paris Barış Konferansı Hakkında 5 İnanılmaz Gerçek
Paris Barış Konferansı, Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren barış antlaşmalarının hazırlandığı milletlerarası bir konferanstır. Büyük Savaşın ardından, Paris Barış Konferansı barışın koşullarını belirlemek için 30’dan fazla ülkenin katılımı ile toplanmıştır.
Paris Barış Konferansı’nda, galip devletler ile yenilen ittifak ülkeleri temsilcileri arasında sert tartışmaların yaşanmasına sahne olmuştur.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) Nedir?
Versay Barış Konferansı olarak da bilinen Paris Barış Konferansı, Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra başlamıştır. Galip devletlerin 1918 ateşkesininin ardından mağlup olanların barış şartlarını açıklığa kavuşturmak için için yapılmıştır.
18 Ocak 1919’da Paris’te başlayan görüşmelere bazı sivil toplum grupları da dahil olmak üzere 32’den fazla ülkeden diplomatlar katılmış, ancak mağlup güçler davet edilmemiştir.
Konferansa Yunanlılar, Ermeniler ve Araplar, nüfuslarının yoğun olduğu bölgelerde haklarını savunmak üzere davet edilmişlerdir.
Bu devletler İttifak Devletleri ile savaşmış veya onlara savaş ilan etmiş devletlerdi. Konferansın kararlarına beş devlet yön vermiştir:
- Amerika
- İngiltere
- Fransa
- Japonya
- İtalya
Bu yüzden, konferansa hakim olan ülkelerin başbakan ve dışişleri bakanlarından meydana gelen bir “Onlar Konseyi” kuruldu. Ancak, bu konseye de esas itibariyle İngiltere ve Fransa hakim oldu. Çünkü konferansa şahsen katılan Başkan Wilson için en önemli konu, uluslararası ilişkilerde barışı daim kılacak ve koruyacak olan bir “Milletler Cemiyeti’nin” kurulmasıydı.
Aslında barış “Wilson İlkelerine” göre yapılacaktı. Ancak Fransa Almanya’yı ezmek düşüncesinde olduğundan dolayı Wilson, Milletler Cemiyeti tasarısın yüzünden diğer devletlere ödün vermek zorunda kaldı; gene de bazı aşırılıkları önleyebildi.
Toplantıda konuşulan konular Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu ile, müttefikleri Bulgaristan’a ne gibi yaptırımlar uygulanacağı olmuştur.
Paris Barış Konferansı’nın Amacı Nedir?
Konferansın en önemli amacı, savaşın sonunda ortaya çıkan bütün sorunları çözmekti. Aslında mesele kimin kimden ne alacağı ve barışın nasıl kalıcı kılınacağıydı. Konferans, ABD Başkanı Wilson’ın öncelikli hedeflerinden Milletler Cemiyeti Genel Kurulu’nun ilk kez toplandığı 16 Ocak 1920’de sona erdi.
Özellikle konferansa tek bir amaç için katılan ABD Başkanı Woodrow Wilson, yapılacak antlaşmaların Wilson İlkeleri’ne uygun yapılabilmesi için Milletler Cemiyeti’nin kurulmasını istiyordu.
Ancak ABD tarafından alınan destekle Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan Fransa ve İngiltere bu desteği kaybetmemek için ılımlı gözükse de; saman altında su yürüten bu çıkarcı iki devlet ne şekilde olursa olsun bu büyük galibiyetten kazançlı çıkmak istiyorlardı.
Kuşkusuz Avrupa’da Fransa ve İngiltere’nin çıkarlarına ters bir politika yürüten Almanya, konferansın öncellikli konusunu oluşturuyordu. Fransa kendi sınırlarını koruma altına almak isterken, İngiltere ise Avrupa’da söz sahibi olmak için en azından kendi himayesinde parçalanmış bir Almanya hayalleri kuruyordu.
Savaş öncesinde kabul edilen Wilson İlkeleri’ne aykırı ne kadar uygulama varsa hepsi antlaşmalara dahil edildi. Bu söz de barış antlaşmaları aslında yenilen devletleri parçalama planından ibaretti.
Konferansta önemli tavsiyelerle, 15 bölüm ve 440 maddeden oluşan Almanya ile Versay Antlaşması’nın yanı sıra diğer mağlup ülkeler için yapılan antlaşmalara da yer verildi.
Paris Barış Konferansına Katılan Devletler
Barış Konferansı, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra geleceği şekillendirmek üzere Fransa’nın Paris şehrinde 30’dan fazla ülkeyi bir arada toplamıştır. Paris Barış Konferansına 32 ülkeden diplomat ve temsilci katılmıştır.
En önemli kararları, Milletler Cemiyeti’nin kurulması ve mağlup olan devletlerle yapılan beş barış antlaşmasıydı. Paris Barış Konferansı, İngiltere, Fransa, Amerika, İtalya ve Japonya’nın önderliğinde gerçekleşmiştir.
Paris Barış Konferansı’nın Antlaşmaları
Paris Barış Konferansı’nda beş büyük barış anlaşması hazırlanmıştır. Bu Antlaşmalar şunlardır:
- Versay Antlaşması, 28 Haziran 1919, (Almanya)
- Saint-Germain Antlaşması, 10 Eylül 1919, (Avusturya)
- Neuilly Antlaşması, 27 Kasım 1919, (Bulgaristan)
- Trianon Antlaşması, 4 Haziran 1920 (Macaristan)
- Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920 (Osmanlı İmparatorluğu)
İtilaf Devletleri’nin konferansta Wilson İlkeleri’ni göz ardı ederek mağlup devletlere imzalatmak amacıyla çok ağır şartlar taşıyan antlaşma taslakları hazırlamalamışlardır. Bundan dolayı da, İtilaf Devletleri’nin yanında olan ABD bu konferanstan sonra Avrupa ile olan ilişkilerini en alt düzeye indirmiştir.
Paris Barış Konferansında Alınan Kararlar
Konferansın kararları şu şekildedir:
- Miletler Cemiyeti’nin kurulmasına karar verilmiştir.
- Birinci Dünya Savaşı sırasında kararlaştırılan gizli antlaşmaların uygulanması karara bağlandı
- Barış antlaşmaları harita üzerinde bir düzen yaratmakla beraber uluslararası hayata istikrarsızlık getirmiştir.
- Paris Barış Konferansı’nın sonunda, Osmanlı Devleti’nin dışındaki ittifak devletleri ile ilgili barış anlaşmaları kabul edilmiş ve imzalanmıştır.
- Konferansın sonunda, İtilaf Devletleri sömürgecilik anlayışı yerine manda ve himaye sistemini benimsemişlerdir.
- Arap Yarımadası, Suriye, Filistin ve Irak’ın manda sistemi ile Milletler Cemiyeti veya onun göstereceği bir devlet tarafından yönetilmesine karar verildi.
- Doğu Anadolu’da mandater sistemle yönetilecek bie Ermeni Devleti kurulacak.
- İngiltere, Yunanistan Başbakanı Venizelos’u İtalyanların önünü kesmek üzere İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaline davet etti.
- İngiltere güçlü bir İtalya’nın bölgede olmasını istemediği için Yunanlıları destekleme kararı aldı.
- İtalya buna tepki olarak Paris’te bulunan heyetini geri çekti.
- Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasında bir anlaşma sağlanamamış olduğu için barış antlaşması ileriye ertelenmiştir.
- İttifak Devletlerinin hepsine askeri, ekonomik ve siyasi kısıtlamalar getirildi.
- “Onlar Konseyi” bütün meselelerin esasına karar verdikten sonra, ayrıntıların tespitini komisyonlara havale etti. Barış antlaşmaları da bu şekilde düzenlenip hazırlandı.
Paris Barış Konferansı Sonuçları
Birinci Dünya Savaşı’nın sonucu ile barış antlaşmaları birlikte göz önünde tutulduğunda, sonuçları açısından galip gelenler ve mağlup olanlar açısından farklı sonuçlar meydana getirmiştir.
İtilaf Devletleri Açısından Sonuçları
Paris Barış Konferansının sonucunda en kazançlı ülke İngiltere olmuştur. Her şeyden önce, Almanya’yı mağlup etmesinin sonucu olarak, Almanya’dan gelebilecek tehlikeden kurtulmuş oldu. Ek olarak, Ortadoğu’dan da uzak tutarak bölgedeki güçlü konumunu korumuş oldu. Rusya’yı etkisiz, Fransa’yı da ikinci planda tutarak dünyanın bir numaralı devleti haline geldi.
Fransa ise Alman İmparatorluğu ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilmesiyle sınırlarındaki iki büyük tehlikeden kurtulmuş oldu. Avrupa ve Ortadoğu’da elde ettiği kazanımlarla da ikinci büyük devlet olmayı başardı.
İtalya Avusturya’dan aldığı topraklarla sınırlarını genişletti. Anadolu’da kendisine bırakılan bölgeleri yetersiz bulsada, elde ettiği adalar ve yerlerle Akdeniz bölgesinde etkili duruma geldi. Böylece bu üç devlet, özellikle Akdeniz ve Ortadoğu’da, Japonya ise Uzakdoğu’da geniş kazanımlar elde ederek dünyada söz ve etki sahibi oldular.
İttifak Devletleri Açısından Sonuçları
Barış antlaşmalarının toprak hükümlerine bakıldığında, milliyetler ilkesinin uygulaması ile yeni devletlerin kuruluşunun milli birlikler üzerine dayandırılmak suretiyle dengesizliğin önlenmek istendiği görüntüsü ortaya çıkar.
Fakat bu ancak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kalıntıları üzerine yapılmıştır. Çekoslovakya ve Yugoslavya farklı unsurları kaplamaktan geri kalmamıştır. Balkanlar’ın toprak düzenlemeleri ise tatmin edilmemiş hırsları ve doyurulmamış iştahları kamçılamaktan başka bir şey yapmamıştır.
Çarlık Rusya’sının yıkılmasına ve komünist rejimin kurulmasına Avrupa’nın büyükleri engel olamayınca bu devlet, sadece Avrupa’da değil bütün dünyada kuvvetler dengesini ileride köklü bir şekilde değiştirmek üzere kenara çekilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ise Ortadoğu’da büyük boşluklar yaşanmasına neden olmuştur. İngiltere ve Fransa, bu boşluğu daha makul düzenle doldurmaları gereken yerde kendi çıkarlarını korumak üzere ele almışlardır.
Alman İmparatorluğu ise; savaşın sonunda mağlup olunca, müttefikler Almanya’yı cezalandırmak için çok ağır bir antlaşmaya zorlamışlardır. Bu durum ise, dengesizlik yaratmaktan başka bir şeye yaramamıştır.
Bu yüzdendir ki, barış 1929-1930 yıllarına kadar ancak korunabilmiş fakat bu yıllardan sonra olaylar hızlı bir şekilde gelişecek bu durumda 1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden olacaktır.
- Paris Barış Konferansı – Vikipedi
- 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1995) – Fahir Armaoğlu
- Barışa Son Veren Barış – David Fromkin
- Cennetten Mahşere Ortadoğu’da Birinci Dünya Savaşı – Roger Ford
- Kısa 20. Yüzyıl Tarihi – Sina Akşin