İzmir Suikastı: Atatürk’e Kurulan Tuzak
İzmir Suikastı, Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’de yapılması planlanan suikast girişimidir. Suikast, inkilapların birbirini izlediği ve halka aşılanmaya çalışıldığı sırada, Atatürk’ü öldürmek amacıyla planlanmıştır.
Atatürk’ün İzmir’e gelmek üzere olduğu bir anda, İzmir Valisi Kazım (Dirik) Paşa tarafından suikast girişimi öğrenilmiştir. Suikast, eski milletvekilli ve idarecilerin bulunduğu bir grup tarafından planlanmıştır. İzmir suikastı, Şevki adında birisinin emniyete haber vermesi üzerine önlenmiştir.
İzmir Suikastı Özet
Suikastın İzmir’in Kemeraltı’ndaki Hükümet Caddesinde yapılması planlamıştı. Burası hem kavşak yeri, hem de oldukça dar bir yoldu. Mustafa Kemal Paşa’nın arabası bu noktadan geçerken doğal olarak hızını azaltacaktı.
İzmir suikastını düzenleyen kişi Ziya Hurşit‘tir. Motorcu Şevki’ye düşen görevse, suikasttan sonra katilleri Yunan adalarına kaçırmaktı.
Suikast, Ziya Hurşit, Laz İsmail, Çopur Hilmi ve Gürcü Yusuf tarafından yapılacaktı. İzmir suikastı, Atatürk’ün arabası Ziya Hurşit’in kaldığı Gaffar Zade Oteli önündeki dar sokaktan geçerken işlenecekti.
Suikasttan sonra katiller kargaşalıktan yararlanıp olay yerinden kaçacaklardı. Daha sonra da Şevki’nin motoru ile Yunanlıların Sakız Adası’na kaçacaklardı. Bu plan yapıldıktan sonra iki suikastçı, o sırada İzmir’de olmadıklarını ispat etmek için İstanbul’a dönmüşlerdi.
Giritli Şevki, onların İstanbul’a dönmeleri üzerine, Hükümetin olayı öğrenmiş olduğundan şüphelenmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’e gelişi de ertelenince, bu şüphesi daha çok artmıştı.
Hayatını kurtarmak için durumu İzmir Valisi Kazım (Dirik) Paşa’ya anlatmıştır. İzmir Valisi Mustafa Kemal Paşa’yı bilgilendirmiş ve İzmir gezisini ertelemesini istemiştir. Bunun üzerine Ziya Hurşit, Gürcü Yusuf, Laz İsmail ve Çopur Hilmi ele geçirilmişlerdir.
İzmir Suikastı Arka Planı: İttihat ve Terakki
Cumhuriyetin ilanından sonra ülkede inkilap hareketlerine girişildi. Fakat bu inkilaplara çeşitli çevrelereden değişik birtakım nedenlerle muhalefet yapılıyordu. Bunların arasında iktidar hakkının kendilerinde olması gerektiğini düşünen İttihatçılar da bulunuyordu.
İttihatçılar Meşrutiyet döneminde de iktidar hakkını yalnız kendilerinde görmüşlerdi. Bulgar Komitacılarda da etkilenerek, iktidarda bulunmak için bazı faaliyetlerde bulunmuşlardı. İzmir suikastı sanığı olarak yargılanan ve birçoğu ceza alan İttihatçılar için Atatürk şunları söylemiştir:
Bir ittihatçı iyi bir dosttur, iki ittihatçıdan korkulur, üç ittihatçı için ise iktidarı almaktan başka yol yoktur. Mustafa Kemal Atatürk
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup olunca, İttihat ve Terakki‘nin liderleri ülkeden ayrılmıştı.
Aynı dönemde Mustafa Kemal Paşa ise Milli Mücadele için Anadolu’ya geçmişti. Fakat İttihat ve Terakki liderlerinden Enver Paşa yurt dışında da rahat durmamış, Mustafa Kemal Paşa’ya bir çok sıkıntı yaratmıştı.
İzmir Suikastı Nasıl Ortaya Çıktı?
Batı Anadolu bölgesini kapsayan bir geziye çıkan Atatürk Bursa’da olduğu gün, İzmir Valisi’nden bir telgraf alır. İzmir’de kendisine bir suikast düzenleneceğinin ihbarını almıştır. Vali Kazım (Dirik) Paşa Mustafa Kemal Paşa’nın hemen İzmir’e gelmemesini, yolda beklemesini bildirir.
İzmir suikastı girişimini motorcu Şevki adında birisi Vali Kazım Dirik’e iletmiştir. Mustafa Kemal Paşa soruşturmaların ilk safhasını Balıkesir’den takip etmiştir. Mustafa Kemal Paşa 16 Haziran’da İzmir’e gelmiş ve Naim Palas Oteli’ne yerleşmiştir.
Vali Kazım Dirik, İzmir suikastı ihbarını acil olarak İsmet Paşa ve hükümete de iletmiştir. Böylece İsmet İnönü, olaya Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından hemen el konulmasını istemişti. Ardından Ali Çetinkaya başkanlığında ve “4” Ali’den oluşan mahkeme daha İzmir’e varmadan soruşturmaya başlamıştır.
İstiklal Mahkemesi, TCP girmiş olan milletvekillerinin tutuklanması kararını aldı. Aynı zamanda buluncak belgelerin de İzmir’e gönderilmesi kararı verdi.
İzmir Suikastı Sanıkları Nerede Yargılandı?
Suikast planı ortaya çıkınca İstanbul ve Ankara’da tutuklamalar başlamıştı. Şüpheliler ve siyasi gruplarla ilişkisi olanlar yakalandılar. İsmet İnönü, olaya hemen Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından el konulmasını istemişti.
Mahkeme daha İzmir’e geçmeden önce Ankara’da soruşturmalara başlamıştı. İzmir’de 26 Haziran-13 Temmuz tarihleri arasında yargılamalar yapıldı. Yargılanan kırk kişiden, ikisi gıyabında olmak üzere on beşi idamla, biri ise sürgünle cezalandırıldı.
İzmir’deki duruşmaları sona erdiren İstiklal Mahkemesi Ankara’ya dönmüştü. 2-26 Ağustos günleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen duruşmalarda yargılanan kişiler çeşitli cezalar verildi.
İzmir Suikastı Sanıkları ve Tutuklamalar
İzmir suikastı olayı, bu işe katılanlardan, Şevki adında bir motorcunun emniyete haber vermesi üzerine ortaya çıkmıştı. Olayın düzenleyicisi Ziya Hurşit’tir. İlk önce Ziya Hurşit kaldığı otelde tutuklandı.
Mahkeme ilk olarak Ziya Hurşit’i sorguladı. Kendisi, Mustafa Kemal Paşa’nın öldürülmesi için suikast şebekesiyle ilgisi olduğunu itiraf etti. Aynı zamanda, farklı bir otelde bulunan üç kişi daha yakalandı. Yakalanan kişiler:
- Çopur Hilmi
- Laz İsmail
- Gürcü Yusuf
Ziya Hurşit ele geçirilince suçunu ve olayı itiraf etti. İzmir’de suikast olayına katılan daha farklı kişilerde bulunuyordu. Bu kişi Sarı Efe adında birisidir. Sarı Efe ortaya çıkınca olayın İstanbul’daki ayağı da ortaya çıkmıştı.
Başta İzmit Vekili Şükrü Bey ve diğer kişiler vardır. İzmir suikastı bu şekli alınca İstanbul ve Ankara’da da tutuklamalara başlanıldı. Şükrü Bey ile Sarı Efe ve yakınları İstanbul’da yakalanarak İzmir’e getirildi. Atatürk’ün yakınlarından olan Eskişehir Vekili Albay Arif Bey’le bazı yakınları da Ankara’da tutuklandılar.
İzmir Suikastı’nın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na Sıçraması
Ziya Hurşit, İzmir suikastını gerçekleştirmek için Laz İsmail ve Gürcü Yusuf ile Ankara’ya gidip Şükrü Bey’le buluştuğunu açıkladı. Bu dönemde TCP Kulübünde kaldığını, Çankaya Köşkü ve TBMM çevresinde incelemeler yaptıklarını da eklemişti.
Böylece daha ilk aşamda İzmir suikastı ile TCP arasında bir ilişki kurulmuştu. Kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Partisi üyeleri suikasta katılmakla suçlanıyorlardı. Önce şüpheli görüldüler ve yakalandılar. Yakalananlar arasında:
- Kazım Karabekir Paşa
- Ali Fuat Paşa Refet Paşa
- Cafer Tayyar Paşa ve diğerleri bulunuyordu.
Avrupa’da oldukları için Rauf Bey ile Dr. Adnan Bey’in gıyabi tutuklanmalarına karar verilmişti. Kazım Karabekir Paşa mahkemenin emriyle Ankara’da tutuklanmıştı. Ancak İsmet Paşa buna karşı çıkarak serbest bırakılmasını sağlamıştır. Fakat bu defa da İstiklal Mahkemesi buna karşı çıktı.
Meclis adına, yargı yetkisini kullandığını ileri sürerek, buna müdahale eden İsmet Paşa’nın da tutuklanmasını gerekli gördü. Tahliye edilen Kazım Karabekir Paşa, mahkeme tarafından tekrar tutuklandı.
İstiklal Mahkemesi, kamuoyuna bilgi vermek için 19 Haziran’da bir açıklama yapmıştı. Bunda Ziya Hurşit, “İzmir suikastı” lideri olarak gösterilmişti. Girişimin “gizli bir komite” tarafında düzenlendiği ve asıl amacın “hükümeti değiştirmek” olduğunun anlaşıldığı açıklanmıştı. Bu nedenle siyasal bir amaç doğrultusunda görülen olayda soruşturmalar bu yönde şekillendirilmişti.
Tutuklanan Milletvekilleri
İzmir suikast girişiminin TCP ileri gelenleri ile üyeleri tarafından hazırlanmış bir programa göre yapıldığı açıklandı.
Bundan ötürü Meclis üyelerinden bulunan TCP üyelerinin asıl suçlu olarak saptandığı bildirilmişti. Savcı, söz konusu vekillerin Anayasa’nın 17. maddesi gereğince tutuklandıklarını da eklemişti. Tutuklanan 24 milletvekili şunlardı:
- Kazım Karabekir
- Ali Fuat Cebesoy
- Refet Bele
- Cafer Tayyar Eğilmez
- Rüştü Dadaş
- Albay Arif (Ayıcı lakabıyla bilinir)
- Halis Turgut
- Şükrü Bey (İzmit)
- Abidin Bey (Manisa)
- İsmail Canpolat
- Sabit Sağıroğlu
- Halet Sağıroğlu
- Feridun Fikri Düşünsel
- İhsan Bey (Ergani)
- Muhtar Bey (Trabzon)
- Münir Hüsrev Göle
- Rahmi Eyüboğlu
- Hafız Besim Bey (Mersin)
- Zeki Kadirbeyoğlu
- Bekir Sami Kunduh
- Necati Bey (Bursa)
- Osman Nuri Alpay
- Cazim Bey (Erzurum)
- Mustafa Bey (İzmit)
İttihat ve Terakki Liderlerinin İzmir Suikastı Soruşturmasına Alınması
Çok geçmeden TCP’liler dışındaki eski İttihat ve Terakki ileri gelenleriden bir bölümü de soruşturma kapsamında alınmışlardı. İstiklal Mahkemesi’nce yürütülen soruşturmada, girişimin lideri Cavit Bey, ön planda olanın Şükrü Bey olduğu kanısına varıldı.
Eski İttihatçıların onların arkasında yer aldıkları da açıklanmıştı. Aynı zamanda, bu ekibin amaçlarına ulaşmak için Doğu Anadolu halkının din duygularını kullanmak istedikleri belirtildi. Fakat bu gerçekleşmeyince Mustafa Kemal Paşa’yı öldürüp iktidarı elde etmeyi planladıkları iddia olunuyordu.
Mahkeme, ifadelere ve delillere göre bu olay ile ilgisi olanların tutuklanmalarına karar vermişti. Bunların çoğunluğu yakalanırken içlerinden Kara Vasıf ile Vali Abdülkadir kaçmışlardı.
İzmir Suikastı Davası (İzmir Yargılamaları)
İstiklal Mahkemesi’nde yargılamalara gruplar halinde başlanmıştı. İlk duruşma 26 Haziran’da yapılmış ve üç hafta devam etmiştir. 13 Temmuz’da yargılamalar sona ermiştir. Sanıklar başlıca şöyle gruplandırılmıştı:
- İzmir suikastına doğrudan karışanlar.
- Suikastı bizzat teşvik eden ve hazırlayan kişiler.
- Atatürk’e karşı cephe almış olan İttihat ve Terakki Partisinin ileri gelenleri.
- Eski Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası liderleri ve Atatürk’ün yakın mücadele arkadaşı olan paşalar.
İlk olarak Savcı Necip Ali Küçüka’nın iddianamesi okundu. İddianamede suikast girişiminin nasıl planlanıp geliştiği ayrıntıları ile anlatıldı.
Sanıkların Cumhurbaşkanını öldürmek ve hükümeti değiştirmek hırsıyla hareket geçtiklerinin anlaşıldığı öne sürülüyordu. Bu yüzden adı geçen kişilerin suçlu oldukları ispat edilirse, idam cezasına çarptırılmaları isteniyordu. Bu kişiler şunlardı:
- Şükrü Bey
- Albay Arif
- Rasim Bey
- Ziya Hurşit
- Abdülkadir Bey
- Sarı Edip Efe
- Laz İsmail
- Gürcü Yusuf
- Çopur Hilmi
Savcılığın iddianamesinin okunmasından sonra sanıkların sorgulamalarına geçilmiştir. İlk sorguya çekilen Ziya Hurşit olmuştu. Ziya Hurşit, İzmir suikastı iddiasını açıkça itiraf etmişti. Şükrü Bey ise Ziya Hurşit’i tanıdığını ancak suikast ile bir ilgisi olmadığını bulunmadığını savunmuştu. Fakat diğer sanıklar Şükrü Bey’in savunmasını yalandılar.
Böylece suçlanan milletvekili Şükrü Bey, bir komplo karşısında olduğu belirterek avukat tutmak istediğini söylemiştir. Aynı gün sorgusu yapılan Albay Arif’de Ziya Hurşit ve Laz İsmail’i tanıdığını, fakat İsmail’i evinde ağırlamadığını söylemişti.
Diğer taraftan suikast olayıyla ilişkisi bulunmadığına karar verilen ve serbest bırakılan isimler şunlardır:
- Trabzon milletvekili Ahmet Muhtar Bey
- Erzurum Milletvekili Münir Hüsrev Bey
- İzmit milletvekili Mustafa Bey
- Kastamonu milletvekili Halit Bey
- Kars milletvekili Ömer Bey
- Doktor Mustafa Şevket
Paşalar ve Diğer Sanıklarla İlgili Davalar
Bu ikinci grupta bulunanlar için savcılık tarafından ayrı bir iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanmış olan iddianamede sanıklara yöneltilen suçlamalar şunlardı:
- Cumhurbaşkanına karşı suikast düzenlemek.
- Bakanlar Kurulu’nu ve hükümeti düşürmeyi yönelik suç düşünülmesinde bilgileri olmak.
Bu nedenle cezalandırılmaları istenen isimler şu kişilerden oluşuyordu:
- Kazım Karabekir
- Cafer Tayyar Eğilmez
- Ali Fuat Cebesoy
- Refet Bele
- Rüştü Dadaş
- Sabit Sağıroğlu
- Halis Turgut
- İsmail Canpolat
- Münir Hüsrev Göle
- Faik Günday
- Maliyeci Cavit
- Eski Ardahan milletvekili Hilmi Bey
- Kara Kemal
Kazım Karabekir Paşa mahkemede, İzmir suikastı ile hiçbir ilgisinin olmadığı açıkladı. Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar Eğilmez ve Refet Bele de suçlamaları kabul etmemişlerdi. Maliyeci Cavit Bey’in sorgusuna ise 6 Temmuz’da başlanmış ve Cavit Bey’de suçlamaları reddetmişti.
Bu arada savcı, İzmir’deki suikast girişiminden başka İstanbulda’ hükümeti devirmeye yönelik bir çete olduğunu açıkladı. Kara Çete olarak adlandırlan bu girişime mensup kişilerin davalarının Ankara’da görülmesi kararlaştırıldı.
Bu isteği kabul eden mahkeme İttihatçıların dosyalarını ayırarak Ankara’ya yolladı. Böylece dokuz sanığın yargılanması Ankara’ya sevk edildi.
Diğer Kişilerle İlgili Davalar
Savcı Küçüka, yargılananlar dışında sanık durumunda bulunan 14 kişi için de ayrı bir iddianame hazırlamıştı.
İddianame de Rauf Orbay, Adnan Adıvar ve Vali Rahmi Bey, suikast suçunu hazırlayıp Avrupa’ya kaçmakla suçlanıyordu. Savcılık bu yüzden onların gıyaben yargılanmalarını talep ediyordu. Yargılanması istenen diğer kişilerde şu kişilerdi:
- Bekir Sami Kunduh
- Fikri Düşünsel
- Albay Çolak Selahattin
- Hüseyin Avni Ulaş
- Halit Bey
- Kamil Bey
- Mersin Milletvekili Besim Bey
- Erzurum Milletvekili Necati Bey
- Hafız Mehmet Bey
- Kara Vasıf
- Mersinli Cemal Paşa
Sorgulamaları yapılan bu kişilerin büyük çoğunluğu kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmemişlerdi. Sadece Hafız Mehmet Bey, Ziya Hurşit’e ilk önce yardım ettiğini, sonradan bu işten vazgeçtiğini açıklamıştır.
İzmir Suikastı İçin Savcılığın İddianamesi (İzmir Duruşmaları)
11 Temmuz 1926’da Savcı Küçüka esas hakkındaki görüşlerini okumuştu. Suikastin Ankara’da yapılmasınının planlandığını, olaydan Ali Fuat Cebesoy ile haberleri olduğunu iddia etti. Erzincan Milletvekili Sabit Sarıoğlu’nun ise bu girişimi engelleyen tek kişi olduğunu belirtti.
Savcılık Tarafından İdamı Talep Edilenler
- Şükrü Bey
- Albay Arif
- Rasim Bey
- Ziya Hurşit
- Laz İsmail
- Gürcü Yusuf
- Çopur Hilmi
- Hafız Mehmet
- Kara Kemal
- Eski Vali Abdülkadir Bey
Savcılık Tarafından Kürek Cezasına Çarptırılmak İstenenler
- Halis Turgut
- İsmail Canpolat
- Eski Vali Rahmi Bey
- Kahveci İdris
- Sürmeneli Vahap
- Doktor Adnan Adıvar
- Rauf Orbay
- Rüştü Dadaş
Savcılık Tarafından Suçsuz Bulunanlar
- Kazım Karabekir
- Cafer Tayyar Eğilmez
- Ali Fuat Cebesoy
- Refet Bele
- Mersinli Cemal Paşa
- Sabit Sarıoğlu
- Münir Hüsrev Göle
- Faik Günday
- Bekir Sami Kunduh
- Feridun Fikri Düşünsel
- Kamil Bey
- Besim Bey
- Halit Bey
- Necati Bey
- Zeki Kadirbeyoğlu
Sanıkların Savunmaları
12 Temmuz’da sanıkların savunmasına geçilmişti. Ziya Hurşit, İzmir suikastını gerçekleştirmek istediğini itiraf etmişti. Sarı Edip Efe, İzmir suikastı olayına tam olarak katılmadığını söylemiştir.
Gürcü Yusuf ile Laz İsmail, Atatürk’ten özür dileyerek af talep etmişlerdir. Albay Arif, İsmail Canpolat, Rüştü Dadaş, Halis Turgut ve Şükrü Bey, suçlamaları kabul etmemişlerdir. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Tayyar Eğilmez ile Bekir Sami ise, savunma haklarını kullanmamışlardır.
İzmir Suikastı (Ankara Yargılamaları)
İzmir’deki duruşmaları tamamlayan İstiklal Mahkemesi Ankara’ya dönmüştür. Ankara’da yargılanmalarına karar verilen eski İttihatçıların yargılanmalarına, 2 Ağustos 1926’da başlanıldı. Savcılığın iddianamesinde ileri sürülen görüşler şunlardı:
- Hükümeti devirmeye çalışmak.
- İkinci seçimler sırasında karışıklık yaratmak.
- Terakkiperver Cumhuriyet Partisi aracılığıyla gizli toplantılar düzenlemek.
- Gazetelerde düzenli olarak Hükümet karşıtlığı yapmak.
Mahkemeyi ilgilendiren İttihatçıların iktidardan uzaklaştıktan sonraki çalışmalarıydı. Bu yüzden 2 Ağustos günü İttihatçı sanıkların hepsi birden mahkemeye getirildi. Mahkeme başladıktan sonra, duruşmada önce Talat Bey (Küçük) sorgulandı.
Talat Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olduğunu; ancak cemiyetin çalışmalarına karışmadığını söyledi. Daha sonra eski Maliye Bakanı Cavit Bey’in sorgusuna geçildi. Cavit Bey evinde bazı toplantılar yapıldığını kabul etti. Bu toplantılarda bazı program meselelerinin konuşulduğu açıklar. Dr. Nazım Bey hiçbir şey bilmediğini ifade etti.
Dr. Nazım Bey sorulan sorular, 1908 öncesine kadar uzanır. İzmir suikasti ile de hiçbir ilişkisi olmadığını da sözlerine ekler. Mahkemenin sorgulaması hızla devam etmektedir. Sıra İttihat ve Terakki dönemi Dışişleri Bakanlarından Ahmet Nesimi Bey’e gelir. Kendisi siyasetle ilgisinin olmadığını ifade eder.
Hüseyin Cahit Bey de sorgulananlar arasında bulunmaktadır. Kendisi Cavit Bey’in evindeki toplantıya katıldığını ve bu toplantının gizli bir amacı olmadığını açıklar. Milletvekili adayı olarak çağrıldığını fakat kendisinin bunu istemediğini bildirir.
Ankara Yargılamalarında (İzmir Suikastı Davası) Alınan Kararlar
İstiklal Mahkemesi, kararını 26 Ağustos 1926’da açıklamıştır. Verilen kararda İttihatçıların uzun süredir iktidarı ele geçirmek için çalıştıkları temel alınmıştı.
İlk önce Bakanlar Kurulu’nda ve Meclisteki gruplarda görev almaya çalıştıkları. İkinci olarak Rauf Bey aracılığıyla üyelerini Müdafaa-i Hukuk Partisi’nden seçtirmeye çalıştıkları. Üçüncü olarak 9 Umdeye karşılık olarak 9 maddelik programla İttihat ve Terakki’yi hayata geçirmeye çalıştıkları iddia edildi.
Halk Partisi’ni bölmek için yandaşlarını bu partiden vekil seçtirmeye karar verdikleri belirtildi. Bu sonuca ulaşmak içinde gizli toplantılar yaptıkları, basını da kullandıkları saptandığı ifade edildi.
Ankara Yargılamalarında İdam Cezası Alanlar
- Cavit Bey
- Doktor Nazım Bey
- Ardahan Milletvekili Hilmi Bey
- İttihat ve Terakki sorumlu katiplerinden Nail Bey
Verilen Diğer Cezalar
- Hüseyin Cahit Bey bu mahkemede beraat etmiş ve sürgün cezasını çekmek için Çorum’a gönderilmiştir.
- Eski Başbakan Rauf Bey 10 sene kalebentlik cezasına mahkum edilmiştir.
- Eski İzmir Valisi Rahmi Bey gıyaben 10 sene kalebentlik cezasına mahkum edilmiştir.
- Ali Osman Bey 10 sene ceza almıştır.
- Salih Bey 10 sene ceza almıştır.
Diğer 37 sanık beraat ettiler. İttihatçılık konusuda bu şekilde kapanmıştır. İdam kararları ertesi sabah yerine getirilmiştir. Rauf Orbay hakkında verilen karar ise uygulanmamıştır.
İzmir Suikastı Sonrası Atatürk’ün Yaptığı Açıklama
Suikastın ortaya çıkması ve ülkede duyulması ile beraber Atatürk vatandaşlara bir açıklama yapmıştır. Atatürk’e göre bu olay, kendi şahsından çok, Cumhuriyete ve onu dayandığı yüksek prensiplere karşı yapılmıştır. Açıklaması şu sözlerle tamamlanır:
Benim naçiz vücudum, bir elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Türk milleti, emniyet ve mutluluğunu garanti eden prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürüyecektir. Mustafa Kemal Atatürk
İzmir Suikastında Yargılanan Milli Mücadele Kahramanları
Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa’nın yanında olanlar, yerlerini İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak Paşa’ya bıraktılar. Mustafa Kemal Atatürk’ten uzaklaşan bu isimler şunlardır:
- Kazım Karabekir
- Ali Fuat Cebesoy
- Refet Bele
- Rauf Orbay
Adnan Adıvar ve Rauf Orbay bir süreliğine Avrupa’da kalmayı tercih etmişlerdir. Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy küskünler arasında yer almışlardır. Refet Bele ve Cafer Tayyar Eğilmez gibi ceza almayan komutanlar da orduya geri dönmemişler, emekliye ayrılmışlardı.
Amasya Genelgesini imzalayanların çoğunluğu devrimlere geçildikten sonra yollarını ayırdı.Sadece İsmet İnönü sonuna kadar devam edeceklerin arasında yer aldı. Kazım Karabekir tepkisini hayatının sonuna kadar devam ettirmiştir. Ali Fuat Cebesoy ise Atatürk’ün ölümünden sonra kendisine olan sevgisini yazdığı kitapla belirtmiştir.
İzmir Suikastı Davası ve Sonuçları
İzmir suikastine ilişkin yargılamalarla Cumhuriyet rejimi ve devrim savunulmuştu. Bu açıdan muhalefeti yaratanlar ve kapatılan TCP’yi kuranlar ile İttihatçılar cezalandırıldı. Böylece iktidar karşısındaki muhalifler susturulmuştu.
İstiklal Mahkemesi’nin Atatürk’ün yakın arkadaşlarını beraat ettirmesi kamuoyunu rahatlatmıştı. Fakat Rauf Orbay hakkında verilen karar, üzüntüye neden olmuştur. Suikast girişiminde fiilen yardım ve teşvik sebebiyle ceza alanlar ülke içinde büyük kabul görmüşler.
Paşaların sorgusu (beraat edilmelerine rağmen) günümüze kadar tartışma konusu olmuştur.Türk milletiyle bütünleşmiş olan Mustafa Kemal Paşa’ya karşı düzenlenen İzmir suikasti bütün ülkede kınanmıştır. Yerel gazetelerde boy boy İzmir halkının duyduğu utanç, üzüntü dile getirilmiştir.
İzmir suikasti, Milli Mücadele’den bu yana Mustafa Kemal’in bütün girişim ve devrimlerini yok etmek amacını taşıyordu. İzmir’de Atatürk’e yapılması planlanan suikastın başarıya ulaşamaması Türk Milleti için bir şans olmuştur.
- İzmir Suikastı – Vikipedi
- Tek Adam Mustafa Kemal 1922-1938 III. Cilt – Şevket Süreyya Aydemir
- Türk Devrim Tarihi 3. Kitap – Şerafettin Turan
- Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II. Cilt – Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı