Ayastefanos Antlaşması Hakkında İnanılmaz Detaylar
Ayastefanos Antlaşması Nedir?
Ayastefanos Antlaşması, 93 Harbi adıylada bilinen (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonunda Osmanlı Devleti ve Rusya arasında imzalanan ateşkes ve barış antlaşmasıdır.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında, Osmanlı Devleti yenilmiş ve bunun üzerine Osmanlı Devleti ateşkes istemek zorunda kalmıştır. Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’nın esasları, ateşkes şartları ile birlikte 31 Ocak 1878’de Edirne’de yapılan ateşkesin kabulüne bağlı olarak imzalanmıştır.
Yeşilköy (Ayastefanos) Antlaşması görüşmelerine Osmanlı hükümeti adına Dışişleri Bakanı Saffet Paşa ile Berlin Elçisi olan Sadullah Bey katılırken, Rusya hükümetini Kont Ignatief ile Nelidof temsil etmişlerdir.
3 Mart 1878’de İstanbul Yeşilköy’de bulunan Neriman Konağı’nda imzalanan antlaşma 29 maddeden oluşmaktaydı.
Ayastefanos Antlaşmasının Sebebi Nedir?
Rusya Çar Petro zamanından beri en büyük hedefi Karadeniz üzerinden sıcak denizlere açılmak politikası izliyordu.
Bu isteğini yerine getirebilmesi içinde, Balkanlar üzerinde slavcılık propagandası yürüterek girişimlerde bulunmakta idi. 19. yüzyıl boyunca Balkan devletlerini, Osmanlı devleti aleyhinde isyan etmeye teşvik ediyordu.
Bosna ve Hersek isyanı ile Bulgaristan olayları Avrupalı devletlerinin, Osmanlı hükümeti gözetiminde isyancılar lehinde girişimde bulunmalarına sebep olmuştu.
II. Abdülhamit tahta çıktığı zaman Osmanlı devleti, Sırbistan ve Karadağ ile savaş halinde bulunuyordu. Bu savaş döneminde Osmanlı devletinin, Sırplara ve Karadağlılara karşı elde etmiş olduğu başarıların sonunda Rusya’nın araya girmesi ile ateşkes yapılması sağlanmıştı.
Rusya’nın ateşkes istemesinin nedeni Sırbistan’ın yenilgisi üzerine, Balkanlar’daki Rus nüfuzunun silineceğini düşünmesi idi. Rusya’nın araya girmesi ile Sırbistan’ın ezilmesi engellenmiş aynı zamanda da, Balkan sorunun çözümünde Rusya İngiltere’nin önüne geçmişti.
Rusya’nın tek başına Balkan sorununda söz sahibi olmasını istemeyen ve Hindistan deniz yolunun güvenliğini düşünmesi sebebi ile ıslahat meselelerinin görüşülmesi amacıyla İstanbul’da bir konferansın toplanmasına karar verildi.
Paris Antlaşmasına katılan devletlerin bir araya gelmesi ile toplanan İstanbul Konferansı’nı, Osmanlı hükümeti egemenlik ve bağımsızlık haklarına aykırı bulduğu için teklifler, Osmanlı meclisi tarafından kabul edilmemiştir.
Konferansın başarısız bir şekilde sonuçlanması sonunda, Rusya Osmanlı devletine karşı savaş açmakla tehdit etmiş olsa da diplomatik yollardan İstanbul Konferansı kararlarının, Osmanlı devleti tarafından kabul ettirilmesi kararlaştırılmıştır.
İstanbul Konferansı’na katılan devletlerin oluşturduğu Londra Konferansı ile Osmanlı devletinin yapacağı ıslahatlar konusunda uyması gereken konular görüşülüp alınan kararlar, Osmanlı hükümetine iletilmiştir.
Londra Konferansı’na davet edilmeyen Osmanlı hükümeti alınan kararları yok sayarak kabul edilmediğini bildirmiştir. Bu durum sonunda da1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının sebebi olmuştur.
Rusya, Londra Konferansı’nın kabul edilememesini bahane sayarak 19 Nisan 1877’de savaş ilan ettiğini Osmanlı hükümetine yolladığı bir bildiri ile iletmiştir. 93 Harbi olarakta tarihe geçen bu savaş döneminde Osmanlı ve Rus birlikleri Balkanlar’da ve Doğu Anadolu’da olmak üzere iki cephede mücadele vermişlerdir.
Osmanlı ordusu, 93 Harbi’ne yeterli asker ve askeri mühimmatı olmadan katılmak zorunda kalmış ol ve sonunda Rusya’ya karşı her iki cephede de mağlubiyetler alınması sonucu, Osmanlı hükümeti ateşkes istemek zorunda kalmıştır.
Rusya’nın, Osmanlı devletine savaş ilan etmesinden sonra Avrupalı devletler tarafsız olduklarını ilan etmişlerdi. İngiltere, Rusya’nın savaş sebeblerini haklı bulmadığını ve Balkan Hristiyanlarının durumunu iyileştirmek için savaş ilanını Paris antlaşması hükümlerine aykırı bulduğunu bildirmiştir.
Rusya, Balkan Slav devletleri ile sürekli antlaşmalar yaparak ve sürekli zaferler kazanarak Edirne ve İstanbul üzerine yürüme durumunu ve gücünü elde edince, Osmanlı hükümeti bu durum karşısında savaşa devam edilme imkanının kalmadığını anlayarak ateşkes yapılmasına karar verdi.
Rusya ile ateşkes imzalandığı dönemde, Rusya Edirne’ye girmiş bulunuyordu. 31 Ocak 1878’de ateşkes imzalandığı zaman, Rus askeri Çatalca’ya kadar gelip burada savunma hatlarını ele geçirmiş bulunuyordu.
Ayastefanos Antlaşmasının Maddeleri Nedir?
Barış görüşmeleri Osmanlı hükümeti adına, Saffet Paşa ile Sadullah Bey, Rus hükümeti adına da Kont Ignatief ile Nelidof arasında başlamıştır.
Saffet Paşa Rusya’nın hoşgörüsüne güvendiklerini belirtince, Rus delege, savaşın 100.000 Rus askerine ve iki milyar rubleye bedel olduğu belirterek daha önce kabul edilmiş olan barış esaslarından fedakarlık yapılmayacağını bildirmiştir.
Bu şartlar altında başlayan barış görüşmeler sonucunda Rus taleplerinden ikisi dışında diğerleri kabul edilmiştir. Bu isteklerden birincisi, savaş tazminatı olarak altı tane savaş gemisinin Rusya’ya verilmesidir.
II. Abdülhamit böyle bir talebi kabul etmemiş, bunun gerçekleşmesinin Osmanlı donanmasının Rusya’ya teslim edilmesi demek olduğu belirtilmiş ve bunun gerçekleşmesi sonucunda İstanbul ve Karadeniz limanlarının açık hedef haline geleceğini söylemiştir.
Rusya’nın istediği ve kabul edilmeyen ikinci talep ise, Ayastefanos Antlaşması’na Avrupalı devletler tarafından gelecek itiraz karşısında, Osmanlı hükümetinin Rusya ile birlikte Ayastefanos Antlaşmasının geçerliliği için birlikte çalışması idi.
Osmanlı delegeleri, böyle bir mücadele için devletin yeterli kuvvetinin olmadığı belirterek bu isteğin de antlaşma metninden çıkarılmasını sağlamışlardır. Böyle oluşan ve toplam 29 maddeden ibaret olan Ayastefanos Antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardır;
- Karadağ bağımsızlığını kazanmış ve sınırları genişletilmiştir. Spezzia ve Antivari limanları kendilerine bırakılmıştır.
- Sırbistan bağımsızlığını elde etmiş, sınırları genişletilmiş ve Niş sancağı kendisine terk edilmiştir. Sırbistan’a verilen yerlerde toprak sahibi olan Müslümanlar, ülkeyi terk etmek istedikleri takdirde arazileri hakkındaki anlaşmazlıklar, içinde bir Rus hakemin de bulunduğu bir komisyon tarafından kesin şekilde karara bağlanacaktır.
- Romanya’nın bağımsızlığı, Osmanlı devleti tarafından tanınmıştır. Savaş tazminatı bakımından Romanya’da hak sahibidir.
- Bulgaristan, Osmanlı egemenliğinde özerk bir prenslik haline getirilecektir
- Bulgaristan’ın kesin sınırları Rumeli’nin Rus ordusu tarafından boşaltılmasından önce Rus ve Osmanlı üyelerinden kurulan bir komisyon tarafından tespit edilecektir.
- Bulgaristan Prensi halk tarafından seçilecek ve büyük devletlerin onayı üzerine Osmanlı hükümeti bu seçimi kabul edecektir. Bulgar Prensi büyük devletlerden birinin hanedanına ait olmayacaktır.
- Tırnova veya Filibe’de toplanacak bir meclis, bir Rus komiseri gözetiminde ve bir Osmanlı komiserinin önünde Bulgar Prensliğinin iç idaresi hakkında bir tüzük hazırlayacaktır.
- Bulgaristan’da Osmanlı hükümeti asker bulundurmayacaktır. Bulgaristan milli ordusunun iki sene içinde kuruluşuna kadar güvenliğin sağlanmasını ve prensin göstereceği konularda yardım da bulunması için altı piyade takımı ile iki süvari takımından oluşan Rus askeri bulunacaktır.
- Bosna-Hersek için, büyük devletler tarafından İstanbul Konferansı’nda kabul edilmiş teklifler, Avusturya ile Rusya arasında kararlaştırılacak yeni tedbirlerle beraber kabul edilip uygulanacaktır.
- Bosna-Hersek’de halktan zamanında toplanmamış olan vergilerin ödenmesi istenmeyecek, 1880 yılına kadar alınacak olan vergilerin de savaştan zarar gören kişilerin zararlarına harcanacaktır.
- Bosna-Hersek 1880 tarihinden sonra Osmanlı hükümetine vereceği vergileri, Rusya ve Avusturya devletleri tarafından toplanacaktır.
- Osmanlı hükümeti, 1.410.000.000 Ruble savaş tazminatının bir kısmına karşılık olmak üzere Ardahan, Kars, Batum ve Karaköse illeri ile Dobriçe’yi Rusya’ya terk etmeyi kabul etmiştir.
- Rusya Dobriçe’yi, 1856 Paris Antlaşması ile Romanya’ya bırakılmış olan Moldova (Beserabya) ile değiştirme hakkını kendisi için saklı tutmuştur.
- Osmanlı devleti Girit’in idaresi için düzenlemiş olduğu 1868 tüzüğünü dikkat ile uygulamayı kabul etmiş olduğu gibi, Teselya ve Arnavutluk içinde bu kabul edilen tüzükleri oluşturmaya ve bu konuda Rusya ile ortak hareket etmeyi kabul etmiştir.
- Anadolu’da Ermenilerin yaşadığı yerlerde de düzenleme yapmayı ve Ermenileri Kürtlere ve Çerkezlere karşı korumayı da vadetmiştir.
Ayastefanos Antlaşmasının Önemi Nedir?
Ayastefanos Antlaşmasının maddelerinden de anlaşılacağı üzere Ayastefanos Antlaşması, Osmanlı-Rus ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Romanya, Sırbistan, Karadağ Osmanlı egemenliğinden tamamen çıkmış ve bağımsızlıklarını elde etmişleridir.
Büyük Bulgaristan Prensliği ismiyle kurulan yeni prenslik Avrupa’daki Osmanlı topraklarını ikiye ayırmıştır. Bulgar Prensliği, Osmanlı hakimiyetinde olsa bile, iki sene boyunca burada bulunacak olan Rus askerinin işgali altında ve Rus komiserinin idaresinde bulunacağından dolayı İstanbul da devamlı bir tehdit altında kalacaktır.
Bosna ve Hersek de bundan sonra Rusya ve Avusturya’nın isteklerine göre idare edilecek. Kars, Ardahan, Batum ve Doğubayazıt’ın terk edilmesi ile Rusya, doğu bölgesinden Anadolu için de büyük bir tehlike oluşturan bir kuvvet haline gelmiştir.
Osmanlı devleti, Girit, Tesalya ve Arnavutluk’ta yapacağı yenilikler konusunda Rusya ile görüş alışverişi yapmayı kabul etmiştir ki, bu durum içişlerine yabancı bir devletin karışması anlamına geldiği için hakimiyet için bir kusurdur.
Ayastefanos Antlaşması’nın Rusya açısından önemi, Rusya Slavcılık politikasını büyük bir zafer olarak görmüştür. Rusya’nın toprak kazanımları, Moldova (Besarabya) ve Doğu Anadolu’daki dört ilden ibaret olsa da, Rus etkisi Balkanlar’da yerleşmiş ve kökleşme kabiliyetini kazanmıştır.
Özerk olan üç Osmanlı eyaleti bağımsız hale getirilmiş, diğer üç eyalet ise özerk duruma getirilmiştir, bu durum yakın gelecekte bu eyaletlerin de bağımsızlık kazanarak, Osmanlı devletinden ayrılmalarına sebeb olacaktır.
Ayastefanos Antlaşmasının Sonuçları Nelerdir?
Uzun Yıllarca Avrupa ve Balkan devletlerini meşgul etmiş olan Doğu meselesinin Rusya tarafından kendi menfaatları doğrultusunda düzenlenmesi sadece Rusya’yı memnun etmiştir. Ayastefanos Antlaşmanın maddeleri Avrupalı devletler tarafından öğrenildiği zaman büyük tepkiler gösterilmiş ve kamuoyu hızlı şekilde Rusya’nın aleyhine dönmeye başlamıştır.
Sırbistan Osmanlı devleti ile Rusya’dan önce savaşmış olduğu halde, elde ettiğinden memnun değildi. Bosna-Hersek’i almayı ümit eden Sırbistan bu bölgeyi alamadığı gibi, Makedonya topraklarının bir kısmını da Bulgaristan Prensliğine verilmişti.
Romanya, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarında, Rusya’ya topraklarından geçme izni vermiş ve Plevne kalesinin ele geçirilmesi için ordusunu yollamış olmasına rağmen bu hizmetlerinin karşılığını elde edememişti. Dobriçe’yi alan Sırbistan, Moldova’yı Rusya’ya terk etme zorunda kalmıştı.
Yunanistan, Makedonya veya Tesalya’yı kendisine verileceğini beklerken bu yerleri elde edemediği gibi, yanı başında Bulgaristan gibi büyük bir prenslik oluştuğunu görmüştü. Arnavutluk’ta kurulan bir teşkilat, Karadağ’a verilen toprakları geri almak üzere planlar yapmaya başlamıştı.
Rusya’nın Balkanlarda oluşturduğu nüfuzu, Balkan ülkeleri arasındaki çatışmaları ortadan kaldırmadığı gibi huzuruda sağlayamamıştır. Rusya’nın Balkanlarda elde etmiş olduğu kazanımlar ancak büyük devletlerin müdahale etmesi ile değişebilirdi.
Avrupa’da Ayastefanos Antlaşması ile çıkarları zedelenmiş olan iki devlet Avusturya ve İngiltere idi. Avusturya, Almanya ile İtalyan’ların birliklerini sağlamaları yüzünden orta Avrupa’da ve güney Avrupa’daki topraklarını kaybetmiş ve bir daha bu toprakları geri alabilme ümidi de kalmamıştı.
Avusturya’nın büyük devlet olarak kalabilmesi için Balkanlar’da ve Adriyatik sahalarından elde edeceği yerlere bağlı idi. Bu bölgelerinde Rus kontrolüne girmesi, Bulgar Prensliği’nin kurulması ve aynı zamanda Karadağ Prensliği’nin topraklarını genişletmesi yayılma siyasetinin önüne geçmişti. Viyana hükümeti Avrupa’da toplanacak bir kongre ile Ayastefanos Antlaşmasının düzeltilmesini teklif etmiştir.
Büyük Bulgar Prensliği’nin kurulması ile Rusya Kavala’da, Akdeniz’e ulaşmış bulunuyordu. Doğu Anadolu’da ele geçirdiği dört şehir sayesinde de Dicle ve Fırat havzasına inmek için kuvvetli yerler elde etmişti.
Bunlar, İngiltere’nin Hindistan yolu için çok tehlikeli bir durum yaratabilirdi. Bu sebeble İngiltere, 4 Mart tarihinde Avusturya’nın Ayastefanos Antlaşmasının bir konferansta görüşülerek düzeltilmesi teklifini kabul etmiştir.
Bu konferansta, 1856 tarihli Paris antlaşmasında Osmanlı devleti ile Rusya arasında düzenlenen konuların tekrar gözden geçirilmesini kabul ettiğini bildirmiş, Rusya’yı böyle bir konferansı kabul etmeye zorlamak için de Mart ayında askerlerini silah altına çağırarak Malta Adası’na göndermiştir.
Avusturya ve İngiltere’nin, savaş hazırlıkları yapması ve girişimlerde bulunması, Rusya’yı endişelendirmiştir. İngiltere ve Avusturya’nın savaş ilan etmesi durumunda, Romanya’da bu devletlere katılcak ve Osmanlı devletide bu ittifakın yanında yer alacaktı.
Böyle bir savaşı Rusya’nın kazanmasına hem ekonomik olarak hemde askeri güç olarak imkanı yoktu. Bu durum karşısında Rus Çarı’nın, Ayastefanos Antlaşmasının gözden geçirilmesi yolunda yapılan teklifi kabul etmesi zorunlu hale gelmiştir.
Bu Yazılarımada Göz Atmak İster Misiniz?
- Çeşme Baskını (1770) Nedenleri ve Sonuçları
- Reşit Galip: 1933 Türk Andı’nın Mimarı
- Senedi İttifak: Padişahın Gücünü Sınırlandıran Belge
- Monroe Doktrini: 1823 ABD Dış Politika Kültürü
- Türkiye Afganistan Dostluk Antlaşması (1 Mart 1921)
KAYNAKÇA