Auschwitz Toplama Kampı: Şok Edici Gerçekler
Auschwitz toplama kampı, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma ve sistematik katliam ve imha kampı.
Auschwitz toplama kampı, Yahudi Soykırımının en ölümcül bölgesiydi ve dünya tarihinin en büyük toplu katliamına tanık oldu.
Auschwitz Neredeydi ve Neden İnşa Edildi?
Auschwitz Toplama Kampı, Polonya’nın güneyinde, Krakow’un 60 km batısındaydı. Almanların Nasyonal Sosyalist Almanya’ya dahil etmeye karar verdikleri yer Polonya’ya ait bir bölgeydi.
Bu “Almanlaştırma” sürecinin bir parçası olarak, bölgeyi etnik Almanların doldurmasını istediler, fakat burası Polonya’nın yoğun bir şekilde sanayileşmiş bir bölgesi olduğu için, Almanların önemli sayılara ihtiyacı vardı.
Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu. Auschwitz toplama kampı, Polonyalıların kalplerine korku salmak için tasarlandı. Almanlar için herhangi bir soruna neden olurlarsa Auschwitz toplama kampına gönderilme riskiyle karşı karşıya kaldılar.
İlk mahkumlar Haziran 1940’ta geldi ve 1942’ye kadar kamptaki mahkumların büyük çoğunluğu Polonyalı siyasi mahkumlardı. Kamp henüz toplu imha yeri olmamasına rağmen, Polonyalıların büyük bir kısmı kampta açlık, dayak ve infaz da dahil olmak üzere çeşitli kötü muameleler yüzünden hayatlarını kaybetti. Auschwitz toplama kampına ilk gönderilen 23.000 Polonyalı’nın yarısından fazlası 20 ay içinde öldü.
Neden Auschwitz Olarak Adlandırıldı?
Auschwitz olarak adlandırıldı çünkü bu, kampın inşa edildiği Polonya’daki Oświęcim kasabasının Almanca adıydı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Auschwitz toplama kampı, eski adıyla Oświęcim, yarısı Yahudi olan 14 bin kişinin yaşadığı sakin bir kasabaydı. Ana kamp, geçici işçiler için eski bir Birinci Dünya Savaşı kampı ve daha sonra bir Polonya ordusu kışlası olan Auschwitz, toplama kamplarının ana kampı ve idari binasıydı.
Auschwitz ismi, Soykırım sürecinde hayatlarını kaybedenlerin ve dolayısıyla II. Dünya Savaşı’ndaki Nazi vahşetinin sembolü olmuştur. Bu kamplarda, Yahudiler, Çingeneler, eşcinseller gibi Nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi ölmüştür.
Auschwitz Toplama Kampından Kim Sorumluydu?
Rudolf Höss, Auschwitz toplama kampının açık olduğu dönemin çoğunda komutan olarak görev başında bulundu. 1940 baharında göreve ilk başladığında 39 yaşındaydı.
Kendini adamış bir Nazi olarak Münih’in kuzeyindeki Dachau’daki toplama kampında eğitilmişti. Konu mahkumların çektiği acılara gelince tamamen kalpsiz olsa da, kişiliği SS muhafızlarının köleci, kırmızı yüzlü karikatüründen çok uzaktı.
Savaşın son zamanlarında, Himmler tarafından Alman Deniz Kuvvetleri personeli arasında kendisini gizlemesi tavsiye edildi. Neredeyse bir yıl boyunca tutuklanmadı. İngiliz askeri birlikleri tarafından 11 Mart 1946’da, bir çiftçi kılığında ve Almanya doğumlu, Yahudi asıllı Franz Lang ismiyle yakalandı.
15 Nisan 1946 tarihinde Nürnberg Uluslararası Askeri Mahkemesinde sorgulandı. Burada suçları ile ilgili ayrıntılı ifade verdi. 25 Mayıs 1946’da Polonyalı yetkililere teslim edildi ve Polonya’da Yüksek Ulusal Mahkemesinde cinayetten yargılandı.
Mahkeme sırasında, üç buçuk milyon insanı öldürmekle suçlandığı zaman, “Hayır sadece bir buçuk milyon veya iki milyon insan öldü, geri kalanı hastalık ve açlıktan öldü” şeklinde yanıt vermiştir.
2 Nisan 1947’de Varşova’daki mahkemede ölüm cezasına çarptırıldı ve 14 gün sonra, 16 Nisan’da, eskiden sorumlusu olduğu Auschwitz toplama kampı krematoryumunun hemen yanında asılarak idam edildi. İdamı, bu amaçla özel olarak inşa edilmiş darağacında gerçekleştirilmiştir.
Auschwitz’e Kimler Gönderildi?
Başlangıçta, mahkumlar çoğunlukla Polonyalı siyasilerdi, ancak Auschwitz Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ni Alman işgalinden sonra Sovyet Mahkumlarını almaya başladığında bu durum değişmeye başladı.
1941 yazında bu mahkumların çoğu Sovyet komiserlerdi ve onlar, ölümüne çalıştırılmak üzere kampa gönderilmişlerdi. Almanlar tarafından savaşta yakalanan herhangi bir komiser öldürülecekti ve cephede komiser olarak algılanmayanlar daha sonra öldürülmek üzere Auschwitz gibi toplama kamplarına gönderildi.
Daha sonra, 1941 sonbaharında, Auschwitz toplama kampından bir buçuk mil uzakta, Polonyalıların Brzezinka ve Nazilerin Birkenau olarak adlandırdıkları bir yerde, geniş ve yeni bir kampın inşaatına başlandı.
Auschwitz Birkenau, Yahudilerin yok edilmesinde kilit bir rol oynamaya yazgılıydı. Ancak kampın inşa edilmesinin esas nedeni bu değildi. Bunun yerine, çok sayıda Sovyet Savaş Esirini tutması gerekiyordu. O sonbaharda yaklaşık 10.000 Sovyet Savaş mahkumu kampı inşa etmek için getirildi, ancak koşullar o kadar kötüydü ki 1941 baharında 9.000 kişi hayatını kaybetti.
İnsanlar Ne Zaman Gaz Odalarında Öldürülmeye Başladı?
Auschwitz toplama kampında Naziler, istenmeyen mahkumları öldürmek için onları ölümüne çalıştırmaktan daha etkili bir yöntem arıyordu. Höss’in yardımcısı, bitleri öldürmek için kullanılan Zyklon B adlı güçlü bir böcek ilacı ile deneyler gerçekleştirdi. Zyklon B kristallerini kapalı bir alanda bırakmanın insanları da öldüreceğini keşfetti.
1941 yılının ikinci yarısında, hasta mahkumlar ve Sovyet savaş esirleri üzerinde yapılan bir dizi deneyde, Naziler bu yeni cinayet yönteminin gücünü denediler. İlk başlarda, hapishane bloklarından birinin bodrumunda gazla öldürme deneyleri yapıldı.
Ancak Naziler kısa süre sonra ana kampın krematoryumundaki kapalı bir odanın insanları öldürmek için daha etkili bir alan olduğunu keşfettiler. 1942 senesinin başlarında, artık çalışmaya uygun olmadığı düşünülen Yahudiler de bu yeni ölüm odasında gazla öldürülmüştü.
1942 tarihinden Ocak 1945’e Auschwitz’in kurtuluşuna kadar, Slovakya’dan başlayarak çeşitli ülkelerden Yahudiler Birkenau’da acı çekti ve hayatlarını kaybetti.
İlk başlarda Yahudiler, Birkenau’daki dönüştürülmüş köylü kulübelerindeki geçici gaz odalarında öldürüldü. Ancak 1943’te Auschwitz Birkenau’da tuğladan yapılmış dört gaz odası-krematoryum kompleksinin ilki açıldı. Bu öldürme fabrikaları cinayet sürecini daha da kolaylaştırdı.
Auschwitz Diğer Toplama Kamplarından Farkı
Auschwitz’in Nazi sisteminde hem bir toplama kampı hem de bir ölüm kampıydı. Günümüzde her birinin zıt rolleri hakkında genellikle kafa karışıklığı vardır. Dachau gibi bir toplama kampı 1933 tarihinden beri vardı ve görevi bir sır değildi.
Nazilerin düşmanları olarak gördüğü kişileri gönderdikleri ve bu sırada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği bir kamptı. Ancak Auschwitz toplama kamplarında mahkumlara yapılan muamele felaket olsa da, savaş öncesi kamplardaki mahkumların çoğu bu korkunç süreçten sağ çıktı.
Ölüm kampları ise ancak İkinci Dünya Savaşı döneminde ortaya çıkmış, yerleri ve görevleri bilinmiyordu. Yahudiler buralara vardıklarında hemen öldürülmek üzere gönderildiler. Kamplarda çalışmak ve öldürülen Yahudilerin eşyalarını ayırmak gibi görevlerde Nazilere yardımcı olmak için yalnızca çok az sayıda kişi görevlendirildi. Naziler zamanla bu Yahudilerin de ölmesini amaçladılar.
Auschwitz toplama kampı daha karmaşıktı. Her nakledilen Yahudiler ya geçici bir hayat şansı için ve muhtemelen yakınlardaki birçok sanayi işletmesinin birinde ölümüne çalıştırılmak üzere ya da Birkenau’nun gaz odalarında hemen öldürülmek için seçildi.
Bu seçim sürecinde çocuklar çoğunlukla ölüme gönderildi. Sadece en istisnai durumlarda, örneğin tıbbi deneyler için seçildiler. Bunlardan herhangi biri sadece birkaç saatten fazla hayatta kalabildi. Dr Josef Mengele, Auschwitz’de ikiz çocuklar üzerinde adı çıkmış bir dizi deney yaptı. Acı bir şekilde, çocukların çoğu süreç sırasında öldü.
Auschwitz Toplama Kampından Kurtuluş
17 Ocak ve 23 Ocak 1945 tarihleri arasında 60.000 kişi kamptan çıkartılarak batıya doğru bir çeşit göçe zorlanır.
Bu yürüyüşe katılamayan zayıf düşen ya da hasta 7.500 tutuklu insan kamplarda ya da yakınlarında kalır. 300’den fazlası vurularak öldürülür. Kızıl Ordu’nun hızlı ilerlemesinin planlanmış bir imha hareketini önlediği yönünde tahminler yürütülmüştür.
27 Ocak 1945’te General Pawel Kurotschkin komutasındaki Sovyet 60. Ordu Ukrayna cephesi birlikleri öğleden önce Auschwitz III Monowitz kampına gelirler. Orada kaderine bırakılmış olan yaklaşık 600 ila 850 tutukludan 200’ü doktorların yardımına rağmen ilerleyen günlerde zayıf düşmekten hayatlarını kaybeder.
Askeri birlikler, 27 Ocak öğleden sonra ana kamp Auschwitz ve Auschwitz-Birkenau kamplarına girerler. Birkenau’da 4.000’i kadın olmak üzere 5.800 zayıf ve hasta tutuklu arkada bırakılmıştır. Dezenfekte edilen barakalarda, enfeksiyonlu, gıda alamamış ve travmalı tutuklulara sağlık bakımı yapılır.
Birkaç gün sonra dünya kamuoyu bu korkunç olay konusunda bilgilendirilir. Kamplarda, Nazilerin geride bıraktığı bir milyondan fazla giysi, yaklaşık 45.000 çift ayakkabı ve 7 ton insan saçı bulunur.
Auschwitz’in Günümüzdeki Önemi Nedir?
Auschwitz toplama kampı, dünya tarihindeki en büyük toplu katliamın gerçekleştiği ölüm kampıdır. Bu toplama kampında, çok büyük çoğunluğu Yahudi olan 1.1 milyon hayatını kaybetmiştir. Burada sadece Polonyalı siyasi mahkumlar değil, Sinti gibi diğer gruplarda öldürülmüşlerdir.
Bu acı gerçek, günümüzde önemini anlamak için tek başına yeterlidir. İnsanları bir kapıdan sokarak birkaç saat sonra başka bir kapıdan kül olarak ortaya çıktığı fabrikalara benzeyen tuğla binalarda öldürme yöntemi, belirli bir tür modern korkuyu kapsar.
Auschwitz toplama kampı, Avrupa’nın göbeğinde, ne yaptığını tam olarak bilen kültürlü bir ulustan gelen insanlar tarafından organize edilen, dünyanın daha önce hiç görmediği, bilinçli düzenlenmiş bir imhadır.
- Osmanlı Başkentinde Ramazan Ayında Değişen Hayatlar
- Patrona Halil İsyanı: Osmanlı’nın Dönüm Noktası
- 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’nin Tarihsel Önemi
- Viyana Kongresi: Avrupa’da Sistemin Düzenlenmesi
- Çeşme Baskını (1770) Nedenleri ve Sonuçları