7 Adımda Boxer Ayaklanması (Haklı Yumruklar)
Boxer Ayaklanması, Batı’nın 19. yüzyılda Çin üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisine karşı çıkartılan bir ayaklanmadır.
Tüm yabancıların ülkeden çıkartılması hedeflenmiştir. Boxer Ayaklanması, 1899 yılı Kasım ayında başlamış 7 Eylül 1901’de sona ermiştir. Boxer Ayaklanmasının önlenmesi sırasında binlerce isyancı ve yabancı hayatını kaybetmiştir.
Boxer Ayaklanması Öncesi Yaşanan Gelişmeler
1894-1895 tarihleri arasında Çin ve Japonya arasında Kore’nin egemenliği yüzünden savaş meydana gelmişti. Bu savaşın ardından ağır bir yenilgiye uğrayan Çin, Japonya ile Shimonoseki Barışı imzalamak zorunda kaldı.
Shimonoseki Barışı’na göre Çin, Japonya’ya ağır ödünler vermek zorunda kalmıştı. Yapılan bu barıştan en çok Ruslar tedirgin olmuştu. Japonların elde ettiği kazanımlar, Rusya’nın Çin tasarılarını önleyecek nitelikteydi.
Bunun içindir ki, Japonya’nın Çin’e kabul ettirmek istediği anlaşma ortaya çıkınca, Rusya Japonya’nın kazanımlarını engellemek istedi. Bunu diplomasi kanalı ile gerçekleştirmek istedi. Bunda da tek başına hareket etmeye cesaret edemedi.
Bu sebeple, Nisan 1895 başında Almanya, Fransa ve İngiltere’ye müracat ederek, Japonlara karşı ortak hareket edilmesini teklif etti. Rusya’nın ortak hareket etme teklifini Fransa ve Almanya kabul ederken, İngiltere Rusya’yı destek vermedi.
Rusya, Almanya ve Fransa, 23 Nisan 1895’te Japonya’ya verdikleri nota ile Liao-tung Yarımadası’nın geri verilmesini istediler. Japonya, bu üç devlet karşısında tek başına kalınca çekilmeyi kabul etmek zorunda kaldı.
Böylelikle Çin Avrupalıların araya girmesi ile kaybetmiş olduğu bölgeyi geri kazanmış oluyordu.
Boxer Ayaklanması’nın Nedir?
Boxer Ayaklanması, Çin’i sömürge duruma getiren Avrupalılara Çin halkının gösterdiği tepkiden dolayı meydana gelmiştir. Bu tepkiler iki şekilde ortaya çıkmıştır:
- Yabancı düşmanlığı
- Reform hareketleri
Boxer Ayaklanma’nın Nedenleri
Avrupalılar Japonya’yı Asya kıtasından uzaklaştırmakla Çin üzerindeki Japon tehditini ortadan kaldırmış oluyorlardı. Görünüşte Çin’e büyük hizmette bulunmuşlardır. Fakat bu hizmetin bedelini çok ağır şekilde ödeteceklerdir.
Her bir devlet Çin’den, kendi menfaatleri için çeşitli tavizler koparmak için adeta yarışa giriştiler ki, buna “Tavizler Muharebesi” adı verilmiştir.
Çin’den “ödünler kapma” yarışında Rusya, İngiltere ve Fransa Çin’in ekonomik açıdan önemli bölgelerini işgal ettiler ve Çin’i parçaladılar.
Rusya’nın Çin’den Elde Ettiği İmtiyazlar
Shimonoseki Antlaşmasına gereğince, Çin’in Japonya’ya 400 milyon frank tazminat ödemesi gerekiyordu. Fakat Çin’in bu parayı ödeme gücü bulunmuyordu. Onun için Rus bankalarından borç aldı ve bu borcu Rus hükümeti garanti etti.
Fakat Rusya yapmış olduğu yardımın karşılığını almakta gecikmedi. 22 Mayıs 1896’da, Çin ile Rusya arasında gizli bir ittifak antlaşması imzalandı. Bu ittifak Japonya’ya karşı yapılmıştı. Japonya’nın taraflardan birinin topraklarına saldırması durumunda karşılıklı yardım sözü veriliyordu.
Savaş durumunda Ruslar Çin limanlarını kullanılabilecekti. Aynı zamanda Rusya buralarda her türlü kolaylıktan faydalanabilecekti. Rusya’nın bu yardımlarına karşılık, Çin’de Trans-Siberyen demiryolunun Mançurya’dan geçmesini onaylıyordu.
Bu projenin kredisi için bir Çin-Rus Bankası da kuruldu. Bu ayrıcalık Doğu Çin Demiryolları adını alan bir Rus şirketine veriliyordu. Çin, hattın geçeceği toprakları bedelsiz olarak bu şirkete veriyordu. Demiryolunun geçtiği yerlerde, yeraltı ve yerüstü doğal kaynakları ve madenlerin işletme hakkı da yine bu şirkete ait oluyordu.
Ayrıca, hattın geçtiği bölgelerde, güvenlik de Rus polisi tarafından sağlanacaktı. İmtiyaz süresi, demiryolunun tamamlanmasından itibaren 80 yıl olarak kabul edildi. Bu sürenin sonunda demiryolları bedelsiz olarak Çin hükümetine bırakılacaktı.
Almanya’nın Çin’den Elde Ettiği İmtiyazlar
Rusya’dan sonra Almanya da fırsattan yararlanmak istedi. Almanya’da Çin’e vermiş olduğu desteğin bedeli almakta gecikmedi. Almanya, özellikle İngiltere’yi ürkütmemek için, İngiltere’den uzak durmaya çalışıyordu.
Bu nedenle aradığı bölgeyi Shandong Yarımadası’nda buldu. Bölgeyi işgal etmek için bir neden bulması gereken Almanya, bu bahaneyi de bulmakta gecikmedi.
Katolik Alman misyonerlerin öldürülmesi üzerine Almanya bu bölgeyi işgal etti. Ardından da Çin hükümetine baskı yaparak 6 Mart 1899’da anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ile Almanya 99 yıl süre ile Kiaochow’u kiralıyordu. Ayrıca, Kiaochow’un 50 kilometrelik çevresi de Alman yönetimine bırakılıyordu.
Fransa’nın Çin’den Elde Ettiği Kazanımlar
Rusya ve Almanya’dan sonra, Çin’i sömürme yarışına Fransa’da katıldı. Fransa, özellikle Hindiçin’e önem veriyordu. O da Çin ile ilk önce, 20 Haziran 1895’te bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma Yukarı Mekong bölgesinin büyük bölümünü Fransa’ya veriyordu.
20 Haziran 1897’de de, yapılan ikinci bir anlaşma ile Çin’in güney eyaletleri Fransız ticaretine açılıyordu. Ayrıca, Fransızlar demiryolu yapma imtiyazını da alıyordu. Demiryolu güvenliği Fransızlar tarafından sağlanmakla birlikte, bu görev için yerli askerler kullanılacaktı.
İngiltere’nin Çin’den Elde Ettiği Kazanımlar
Rusya, Almanya ve Fransa’nın Çin’den kazanmış oldukları ayrıcalıklar, İngiltere’yi endişeye sevk etti. İngiltere, 1896’da Fransa ile Siyam Antlaşmalarını yaparak, Asya’da Fransa’nın ilerlemesini engellemiş bulunuyordu.
Fakat Fransa şimdi de Güney Çin’de etki alanını arttırarak kuzeye doğru ilerliyordu. Bunun yanında Rusya ve Almanya’da, Çin’in diğer bölgelerine yerleşmeye başlamışlardı. İngiltere ise Yantg-tze ile kollarının meydana getirdiği geniş bir bölgeyi etki alanı olarak belirlemiş bulunuyordu. Bu bölgeye yapılabilecek bir hareketten endişe duyuyordu.
İngiltere’yi en fazla endişelendiren olay da, Rusya’nın Port Arthur limanına yerleşmesi oldu. Çünkü bu yarımada Pekin’e çok yakın olduğu gibi, Rusya aynı zamanda sıcak denizlerde bir üsse sahip oluyordu.
İngiltere, 1897’de Çin hükümetine müracat ederek 400 milyon franklık bir borç karşılığında, Rusya’nın buraya yerleşmesini önlemek istediyse de, bu amacına ulaşamadı. Rusya’nın Port Arthur’u kiralaması üzerine, Çin ile bir anlaşma yapmak zorunda kaldı.
İngiltere Çin’in bütün nehirlerinde vapur işletebilecekti. Çin, Yantg-tze bölgesinde, kimseye imtiyaz vermeyecekti. Çin, İngiltere’ye Posta Genel Müfettişliği görevini de verecekti.
Avrupa devletlerinin Çini bu şekilde paylaşmalarına, Çin’in parçalanması adı verilir. Çin’in parçalanması projesi üç önemli sonuca neden olmuştur. Bunlar şu şekildedir:
- Amerika’nın tepkisi (Açık Kapı Politikası)
- Çin halkının tepkisi (Boxer Ayaklanması)
- Japonya’nın tepkisi
Boxer Ayaklanmasının Gelişimi
Çin’in Avrupa’nın yoğun sömürgesine kalarak parçalanması Çin halkı üzerinde kısa zamanda yoğun bir tepkiye neden olmuştu. Bu tepkilerin ilk yansıması da kendini reform hareketleri olarak gösterdi.
Esasında, Japonya karşısında alınan mağlubiyetten sonra, Çin aydınları arasında reform düşüncesi kuvvetlenmeye başlamıştı. Bu kişilerin içinde en dikkat çeken kişi Dr. Sun Yatsen’di. Dr. Sun, 1895 yılında Canton’da bir ayaklanmaya giriştiyse de başaramadı ve Çin’den kaçmak zorunda kaldı.
Dr. Sun’dan sonra reformcuların liderliği, K’ang Yu-we’e geçti. K’ang, Dr. Sun gibi ihtilalci olmayıp meşruti monarşi kurulmasını ve reformların da yavaş yavaş yapılmasını savunuyordu.
Fakat reformcuların egemenliği kısa sürdü. Başta İmparatoriçe olmak üzere birçok muhafazakar ve bağnaz asker bu yenileşme hareketine karşı çıktılar. İmparatoriçe Tz’u Hsi, bu kişilere el altından desteklemekteydi.
İmparator Kwang bu durumu öğrendiğinden, bir darbe ile Tz’u Hsi’den kurtulmak için plan yaptıysa da, Kwang başarılı olamadı ve kaçmak zorunda kaldı.
Çin yeniden yabancı düşmanlığı ile ünlü olan İmparatoriçenin yönetimine girmiş bulunuyordu. Çin’de artık yabancıların adı “yabancı şeytanlar” olarak biliniyordu.
Misyonerlerin Tutumu
Çin’in parçalanması Çinlileri yabancı düşmanlığına sürüklemekle birlikte, bir diğer gerçek de yabancı misyonerlerin davranışlarıydı. Misyonerler Çin’in her tarafına yayılıp Çinlileri Hristiyanlaştırmanın yanı sıra, yerel makamları ile de çatışma içinde bulunuyorlardı.
Yerel makamların kendilerine protokol kurallarını uygulamalarını istemişler, Hristiyanlığı seçmiş Çinlilerin arasındaki davalara da bakmaya başlamışlardır.
Özet olarak Hristiyan misyonerlerin devlet içinde devlet gibi hareket etmeleri, Çinliler gibi devlet yetkililerini de çileden çıkarmıştır. Boxer Ayaklanması da bu nedenlerle ortaya çıkmıştır.
Çin’de Çıkan İsyana Neden Boxer Ayaklanması Denilmiştir
Çin’de o dönemde yabancı düşmanlığı üzerine kurulmuş olan birçok örgüt ve dernek bulunmaktadır. Kurulmuş olan dernekler şunlardır:
- Büyük Bıçaklar
- Küçük Bıçaklar
- İhtiyar Fenerler
- İhtiyar Kardeşler
- Haklı Yumruklar (Ahenkli Yumruklar)
Bu derneklerin içinde en ünlüsü ve 1900 ayaklanmasını çıkaran dernek “Haklı Yumruklar” olup Avrupalılar bunlara Boksörler veya Yumrukçular adını vermiştir.
Boxer Ayaklanması’nın Yayılması
Çin’de yaşanan bu gelişmeler nedeni ile Boxerler, Mayıs 1900’de Pekin’de yabancılara saldırıya geçtiler. Pekin’de yabancılar aleyhine duvarlara afişler asılmış, Pekin-Hankow trenine saldırı düzenlenmiştir.
Alman elçisi 20 Haziran’da, öldürülmüş, bütün elçilikler yabancıların kuşatması altında kalmıştır. Yabancı elçiliklere yapılan saldırılar günden güne artmaya devam etmiş, Pekin’in bir süreliğine dış dünya ile irtibatı kesilmiştir.
Pekin’deki saldırılar kısa süre içinde Çin’in diğer şehirlerine de sıçramıştır. Boxer Ayaklanması karşısında yabancı devletler Çin’e askeri müdahaleye karar verdiler. Almanya’nın öncülüğünde uluslararası bir kuvvet meydana getirildi.
Oluşturulan uluslararası ordu önce Tientsin’i işgal etti ardından da Pekin üzerine yürüyüp burada Boxer Ayaklanmasını önledi. Yabancı kuvvetlerin Pekin’e girmesi üzerine, Çin hükümeti ve İmparatoriçe Pekin’den kaçarak başka eyaletlere sığındılar.
Boxer İsyanı Sonuçları
Pekin’i terketmek durumunda kalan Çin hükümeti Avrupalılar ile 7 Eylül 1901 tarihinde bir protokol imzalamak durumunda kaldı. Bu protokol sonucunda şu kararlar alındı:
- Çin, 39 yılda 700 milyon frank tazminat ödeyecekti.
- Bu tazminatın ödenmesini kolaylaştırmak için, gümrükler %5 oranında yükseltilecekti.
- İsyanın çıkmasına yardım eden Çin yetkilileri ölüm veya hapis cezasına çarptırılacaktı.
- Elçiliklerin korunması için her elçilikte asker bulunacaktı.
- Pekin’den denize kadar olan bölgelerde güvenlik Avrupalılar tarafından sağlanacaktı.
- İmparator ile görüşecek olan elçilerin ve yabancıların protokoldeki yerleri yükseltilecekti.
- Çin’e silah ithalatı iki sene boyunca yasaklanacak ve devletler gerekli görürse, bu süre iki sene uzatılabilecekti.
Bu protokolle Çin, Avrupalılar tarafından parçalanmasına karşılık gösterdiği tepkiyi oldukça pahalı ödedi.
Boxer Ayaklanması’nın önemli sonuçlarından biri de, Amerika Dışişleri Bakanı Hay’ın 1900 Temmuz’unda devletlere gönderdiği notalarla, Çin’in toprak bütünlüğünün korunmasının da Açık Kapı İlkesi kapsamına alınmasıdır.
- Boxer Ayaklanması – Vikipedi
- 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789 – 1914) – Prof. Dr. Fahir Armaoğlu
- Kısa 20. Yüzyıl Tarihi – Sina Akşin