fbpx
Avrupa TarihiOsmanlı Tarihi

Edirne Antlaşması’nın Osmanlı Tarihindeki Önemi

Edirne Antlaşması, 14 Eylül 1829 tarihinde Osmanlı Devleti ile Rus İmparatorluğu arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sona ermiştir.

Antlaşma, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nı bitirirken, Yunanistan bağımsızlık elde etmesine neden olmuştur.

1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldıran, Navarin’de donanmasını kaybeden Osmanlı Devleti, zayıf bir anında Rusya ile savaşa girmiştir. Rusya ile yapılan savaştan mağlup çıkan Osmanlı Devleti, 14 Eylül 1829’da Edirne Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır.

edirne antlaşması
Edirne Antlaşması

1829 Edirne Antlaşması Nedenleri

1821’de önce Boğdan’da sonra Mora’da isyan bayrağı açan Rumlar, Ocak 1822’de Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmişlerdi. Osmanlı Devleti, Mısır kuvvetlerinin de yardımıyla bu isyanı engellemeyi başarmış, bağımsızlık girişimleri sonuçsuz kalmıştır.

Fakat bu sırada, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın olaya karışması ile sorun uluslararası bir duruma dönüşmüştür. O dönem Rus tahttına I. Nikola geçmiş ve Osmanlı Devleti’ne bir nota göndermiştir. Verilen ültimatomda 1812 Bükreş Antlaşması’nın Eflak-Boğdan’a ait hükümlerin yerine getirilmediği bildiriliyordu.

Açıklamada Osmanlı-Rus ilişkilerinin yeniden gözden geçirilmesi için, altı hafta içinde Rus sınırında görüşme yapılması isteniyordu. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve Mora’daki isyanın bastırılmak üzere olduğu bir dönemde Rusya ile anlaşmazlık yaşanması istenmemişti.

Bu yüzden Osmanlı Devleti, bu isteği kabul etmek zorunda kalmış ve Akkerman Antlaşması ile bu istekler kabul edilmişti. Geçici Yunan hükümetini resmen tanımış olan İngiltere, Rusya ile 4 Nisan 1826 tarihinde St. Petersburg Antlaşması’nı imzalamıştı.

St. Petersburg Antlaşması (4 Nisan 1826)

1821’den beri devam eden Yunan sorunu hakkında bu ilk siyasi antlaşma, İngiltere Dışişleri Bakanı Canning’in girişimi ile meydana gelmiştir. St. Petersburg Antlaşması’na göre, Yunanistan, Mora ve adalardan oluşan, fakat Osmanlılara bağlı özerk bir devlet olacaktır.

Bu teklifi Fransa ve Rusya’da desteklemişti. Osmanlı Devleti, Mora’da duruma hakim olduğu bir sırada, kendine ait olan yerlerde özerk bir Yunan devletinin kurulmasına izin veremezdi. Bunun dışında Yunanistan, Sırbistan gibi, Müslüman ülkeleri ile çevrilmiş bir durumda değildi ve Rumlar, imparatorluğun her tarafına yayılmışlardı.

Yunanistan’a özerklik verildiği zaman, imparatorluk içindeki Rumların durumu çeşitli karışıklıklara yol açacak ve diğer halk da Rumları takip etmek isteyecekti. Bu yüzden Osmanlı Devleti, isyan etmiş olan Yunanlılar hakkındaki teklifi kabul etmeyeceğini bildirmiştir.

Bu sırada İngiltere, Fransa ve Rusya, özerk bir Yunanistan kurulması hakkında 6 Temmuz 1827’de Londra Antlaşması’nı imzalamışlardı.

1827 londra antlaşması
1827 tarihinde imzalanan Londra Antlaşması

Londra Antlaşması (6 Temmuz 1827)

Osmanlı Devleti, Petersburg Antlaşması’na 1827 Haziran’da verdiği cevapta, devletlerin, bu müdahalesi ile isyancıların direnmesine neden olduğunu belirtiyordu. Bu durum üzerine, Rusya, İngiltere ve Fransa tekrar harekete geçtiler.

İngiltere, bir general ve bir amiralini Yunanlı isyancıların hizmetine vermek suretiyle asilere danışmanlık yaptı. Rusya da kendi adamı olan Capo d’Istraiayı, Yunan cumhuriyetinin başına geçirdi. Fakat Yunan isyancıların askeri vaziyeti zor durumdaydı ve İngiltere ile Rusya’yı, Osmanlı Devleti’ne karşı sıkıştırıyorlardı.

Bu sebeple, İngiltere, Fransa ve Rusya, 6 Temmuz 1827’de Londra’da bir anlaşma imzaladılar. Bu antlaşma, altı maddelik açık bir bölümü ile üç maddelik gizli bir bölümden oluşuyordu. Londra Antlaşması Osmanlı Devleti’ne 16 Ağustos 1827’de bildirildi.

Osmanlı Devleti Londra Antlaşması’nı da kabul etmedi. Ayrıca Mehmet Ali Paşa’dan yeni kuvvetler de gönderilmesi istendi.

Osmanlı Devleti, İngiltere,’nin Rusya’yı engellemek ve Rus-Fransız antlaşmasını önlemek için bu anlaşmayı imzaladığını düşünüyordu. Fakat bu düşüncesi gerçekleşmedi. Osmanlı Devleti’ne 31 Ağustos 1827’de verdikleri ikinci bildirimde, gerekli askeri tedbirleri almaya karar verdikleri bildiriliyordu.

Gerçekten Osmanlı Devleti, bu üç müttefikin bildirimini kabul etmeyince, söz konusu askeri tedbirler, Navarin Felaketi ile kendini göstermiştir.

20 ekim 1827 navarin felaketi
20 Ekim 1827 Navarin Felaketi

Navarin Felaketi (20 Ekim 1827)

Osmanlı Devleti’nin Londra Antlaşması’nı da reddetmesi karşısında, ateşkesi sağlamak üzere gerekli tedbirleri almaya karar verdiklerini bildiriyorlardı. Eylül başından itibaren İngiliz ve Fransız donanmaları, Mora kıyılarını kuşatma altına almaya başlamıştı. Ekim ayında Rus donanması da gelmişti.

Üç müttefik donanması, Navarin’i kuşatma altına aldılar ve İbrahim Paşa’dan ateşkes istediler. İbrahim Paşa, bu kararın Osmanlı Devleti tarafından verileceğini açıklayınca, 20 Ekim 1827’de Osmanlı-Mısır donanmasına saldırı başladı.

Bu baskında, Osmanlı Devleti altı bin asker kaybetti. Müttefiklerin kayıpları sadece 140 kişiydi. Buna karşılık Osmanlı-Mısır donanması tamamen yok edildi.

Osmanlı Devleti, her üç devletten yakılan donanması için tazminat istedi. Avrupalılar, suçu Osmanlı kaptanlarına yüklemeye çalışınca, Osmanlı Devleti bu devletler ile ilişkisini kesti.

Bununla beraber, İngiltere ve Fransa, Mısır askerlerinin Mora’dan ayrılması için yardımcı oldular. Fransa Mora’ya otuz bin kadar asker gönderdi. Fakat her iki devlet de Osmanlı Devleti ile savaşmaya niyetli değildi. Ama Rusya için durum böyle değildi.

osmanlı rus savaşı 1828 1829
Osmanlı-Rus Savaşı (1828-1829)

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı

Rusya, II. Mahmud’un Navarin’de Osmanlı donanmasının yakılması ile sonuçlanan olaydan dolayı savaş tazminatı isteyince, Osmanlı Devleti’ne karşı savaş açtı. Rus orduları 7 Mayıs’ta Prut nehrini geçerek Boğdan’a girdiler. Aynı anda Kırım üzerinden Karadeniz yolu ile gönderilen kuvvetler de doğu da Anapa kalesini kuşattılar.

Rusya’nın bu hareketi sonucunda, 20 Mayıs 1828’de de Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan ettiğini açıkladı. Rusya ile savaş iki cephede yürütüldü. Tuna cephesi ve Kafkasya cephesi. 1828 senesi Rusların başarıları ile geçmesine rağmen, hemen sonuç elde edemediler.

Bununla  beraber, Ruslar için Kafkas cephesindeki gelişmeler daha kolay oldu. Rus ordusu 1828 yılında Kars, Ardahan ve Beyazıd’ı ele geçirerek Erzurum’a yöneldi. 1829 yılında tekrar saldırıya geçen Ruslar Erzurum’u alıp Trabzon’a yöneldiler.

Osmanlı Devleti’ne esas darbenin geleceği yer Tuna cephesiydi. Fakat bu Ruslar açısından o kadar kolay olmadı. Gerçekten o dönem Avrupalı gözlemciler, Rus kuvvetlerinin iyi durumda olmadığını belirtmişlerdir.

Ruslar 1829’da yeniden toparlanıp saldırıya geçmişler ve Şumnu’yu aldıktan sonra, Balkan Dağlarını aşıp Edirne’ye girdiler. Gerek Rumeli’de gerekse Anadolu’da alınan bu yenilgiler, barış imkanlarını araştırmanın gerekli olduğunu göstermişti.

Elde ettikleri başarılara rağmen, salgın yüzünden büyük kayıplar yaşayan Ruslar da, barış istemek zorunda kalmışlardır. Osmanlı Devleti barış yapmaya önceden hazır durumdaydı. Çar I. Nikola, Prusya Kralı Wilhelm aracılığı ile barış teklifinde bulununca bu teklif hemen kabul edilmiştir.

Osmanlı Devleti, yeniden savaşa başlayacak güçte olmadığından, Rus teklifleri kabul edildi. Rusya ile barış 14 Eylül 1829’da Edirne’de imzalandı.

14 eylül 1829 edirne antlaşması
Edirne’de Osmanlı-Rus Savaşı’nın sona ermesini ermesini sağlayan “Edirne Antlaşması”.

1829 Edirne Antlaşması Maddeleri

  • Osmanlı Devleti ile Rusya, aralarındaki düşmanlığa son vererek barış ilan ediyorlardı.
  • Rusya, Rumeli’de işgal ettiği bütün toprakları Osmanlılara geri verecek.
  • Kars, Erzurum ve Beyazıd Osmanlı Devleti’ne geri verilecek, sadece Anapa, Poti, Ahıska, Ahilkelek gibi müstahkem mevkiler Rusya’ya terk edilecek.
  • Tuna, her iki ülke gemileri için serbest olacak. Osmanlı bayrağını taşıyan gemiler, nehrin Kili ve Sünne boğazlarından serbestçe geçecek.
  • Eflak ve Boğdan’a daha önce tanınmış olan ayrıcalıklar teyid edilmiştir. Eflak ve Boğdan beylerinin hayat boyu seçilecekleri, Rusya’nın izni olmadan bunların görevden alınamayacağı kabul edilmiştir.
  • Osmanlı Devleti, Akkerman anlaşması şartlarını uygulayacak ve Sırbistan’a ayrılmış olan altı bölge geri verilecek.
  • Rus tüccarları eskiden olduğu gibi, Osmanlı topraklarında serbestçe ticaret yapma hakkına sahip bulunacak. Karadeniz ve Akdeniz boğazları, Rus ticaret gemilerine açık olduğu gibi, Osmanlılarla savaş durumunda bulunmayan devletlerin, Rus limanlarına gidecek gemilerine de açık olacak.
  • Osmanlı Devleti, Rus tüccarlarının zararları nedeni ile 1.500.000 Macar altını ödeyecek.
  • Rus savaş masraflarının tazmini için bir parça toprak ve miktarı taraflarca belirlenecek olan para ödeyecek.
  • Osmanlı Devleti, Yunanistan hakkında 6 Temmuz 1827 tarihli Londra Antlaşması’nı ve yine 22 Mart 1829 tarihli antlaşmayı kabul edecek.
  • Onay metinlerinin karşılıklı verilmesinden sonra, Osmanlı Devleti, antlaşma şartlarını yerine getirmeye çalışacak.
  • Antlaşma senetlerinin imzalanmasından sonra, iki taraf kuvvetlerine, düşmanca hareketlere son verilmesi bildirilecek.
  • Bütün savaş esirleri iade edilecek.
  • Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanmış ve bu antlaşma ile değiştirilmiş olan bütün antlaşmalar, eskisi gibi geçerli olacak.

1829 Edirne Antlaşması Önemi

Osmanlı Devleti, Edirne Barışı ile Rusya’ya çok fazla toprak vermemiştir. Fakat Eflak ve Boğdan toprakları ile bağlarını zayıflatarak bu toprakların elinden çıkmasına zemin oluşturmuştur. Edirne Antlaşması ile, Rus müdahalelerine karşı her yönden açık duruma düşülmüştür.

Avusturya Kralı Metternich, artık Osmanlı Devleti’nin yaşaması şüpheli hale gelmiştir açıklamasını yapmak durumunda kalmıştır. Antlaşmaya göre Rusların, doğrudan kendi ülkelerine kattıkları topraklar pek fazla değildi. Rusya, Rumeli’de sadece, Yılan Adalarını almıştır.

Anadolu tarafında aldığı Anapa, Poti, Ahıska ve Ahilkelek kaleleri savaş masraflarının yarısına karşılık gösterilmiştir. Rusya, bu formülle, emperyalist amaçlarını gizlemek istemişti.

Edirne Antlaşması ile Prut sınır olmakla beraber, Rusya Tuna nehrinin ağzında küçük yerler elde etmişti. Rusya’nın Tuna’nın ağzına yerleşmesi Avusturya’yı memnun etmemiştir. Avusturya 1856 Paris Antlaşması ile Rusya’yı buradan uzaklaştıracaktır.

Rusya’nın Edirne Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nden bazı müstahkem mevkileri elde etmesi de, İngiltere’yi endişelendirmiştir. İngiltere, Rusya’nın Kafkaslar’dan güneye inerek Hindistan yolunu tehdit etmesi ihtimalinden çekinmeye başlamıştır.

Edirne Antlaşması İle Hangi Devlet Bağımsızlığını Kazanmıştır?

Antlaşmanın 10. maddesine göre, Osmanlı Devleti, 6 Temmuz 1827 Londra Antlaşması’nı ve 22 Mart 1829 tarihli protokolü kabul etmişti. Bunları kabul etmekle suretiyle, Yunanistan’ın, Osmanlılara vergi veren bağımsız bir devlet olmasına onay vermiş olunuyordu.

İşte bu onay, Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nde ayrılarak tamamen bağımsız bir devlet olma sonucuna varacak bir kapı idi. Edirne Antlaşması’nı imzalamış olan Osmanlı Devleti’nin varlığını şüpheli gören İngiltere’nin liderliğinde İngiltere, Fransa ve Rusya, 22 Mart 1829 tarihli protokolden vazgeçmişlerdi.

Tamamen bağımsız bir Yunan devleti kurulması için 3 Şubat 1830’da Londra’da yeni bir protokol imzalanmış ve bu 8 Nisan tarihinde ortak bir nota ile Osmanlı Devleti’ne bildirilmişti. Bu duruma itiraz edecek durumda olmayan Osmanlı Devleti de bu protokolü kabul etmek zorunda kalacaktı.

Sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde ilk bağımsız Hristiyan devleti olan Yunanistan Krallığı kurulmuştur.

edirne antlaşması sonuçları

1829 Edirne Antlaşması Sonuçları

  • Sırbistan Krallığı’nın temeli Edirne Antlaşması ile atılmıştır.
  • Eflak-Boğdan, hukuken Osmanlı egemenliği altında bulunmakla birlikte, gerçekte Rus etkisi altına girmiştir.
  • Edirne Antlaşması ile Karedeniz, Türk-Rus denizi olmaktan çıkarak uluslararası bir duruma getirilmiştir. İlk defa olarak, yabancı ticaret gemileri hakkında genel bir kural eklenmiştir.
  • Osmanlı Devleti’nin savaş tazminatı ödemeye mahkum edilmesi, mali durumu bozuk olan devleti altından kalkamayacağı ağır yük altına sokmuştur.
  • Edirne Antlaşması ile Osmanlı ile Rusya arasındaki savaş, hukuksal olarak sona ermiştir.
  • Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’nun tamamen parçalanması siyasetinden vazgeçmiştir. Osmanlı Devleti’nin devam etmesi Rus menfaatleri açısından daha uygun görülmüştür.
  • Rus ordularına karşı koyabilecek gücü bulunmayan Osmanlı Devleti, Edirne Antlaşması’nı kabul etmek zorunda kalmıştır.
  • 1853 Kırım Savaşı’nda 1828-1829 askeri mağlubiyetin intikamı alınmışsa da, Edirne Antlaşması’nın kayıpları telafi edilememiştir.
Yararlandığım Kaynaklar:

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma