Ziştovi Antlaşması Hakkında 8 İnanılmaz Gerçek
Ziştovi Antlaşması, Osmanlı-Rus-Avusturya savaşı sonunda 4 Ağustos 1791’de Avusturya ile yapılan barış antlaşmasıdır.
Kaynarca Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Ruslarla aradaki anlaşmazlıklar devam ediyordu. Osmanlı Devleti’nin savaşacak durumunda olmadığını bilen Rusya, yeni talebleri ile Osmanlı hükümetini uğraştıyordu.
Rusya’nın baskısından bunalan Osmanlı Devleti, Kaynarca Antlaşaması ile kaybettiği toprakları geri alabilmek için 19 Ağustos 1787 tarihinde Rusya’ya savaş ilan etti.
1780’de Rusya ile Avusturya arasındaki görüşmelerde Osmanlı devletinin paylaşımı kararlaştırılmıştı. Avusturya’nın onayı alınmadan Rusya’nın Osmanlı üzerindeki planlarını uygulama şansı bulunmuyordu. Bu nedenle Rusya, Avusturya ile ittifak anlaşması yapmayı yapma yolunu tercih etti.
İki devlet arasındaki ittifak gereğince 9 Şubat 1788 tarihinde Avusturya, Rusya ile birlikte Osmanlı Devleti’ne karşı savaşacağını ilan etmiştir. Bu İki devlet karşısında mücadele etmek durumunda kalan Osmanlı Devleti mağlup olmuştu.
Osmanlı Devleti de, Prusya ile 1790 tarihinde ittifak antlaşması imzalamıştı. Prusya ile imzalanan ittifak antlaşmasının ardından Avusturya cephesinde elde edilen askeri başarılar, barış görüşmelerinin başlamasına neden olmuştur.
Ziştovi Antlaşması Nedenleri
1774’de Ruslarla imzalanan Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Avrupa, siyasi ve ekonomik çatışmalar sebebiyle kriz içinde bulunuyordu. Bu dönemde zayıf durumda bulunan Osmanlı Devleti, askeri ve teknik bakımdan üstün bulunan devletlerin dikkatini çekiyordu.
Bundan faydalanmak için Avusturya ile Rusya arasında Petersburg görüşmeleri gerçekleşmişti. Her iki devlet Osmanlı topraklarının aralarında paylaşılması konusunda anlaşmaya varmışlardı.
Osmanlı Devleti’nin 1787’de özellikle Kırım’ın geri alınması amacıyla ilan ettiği savaş Rusya ile ittifak halinde olan Avusturya’nın da katılımı ile iki cephede sürdürülmüştür. Savaşın ilk yılında Avusturya cephesinde Rus cephesine göre daha çok başarı elde edilmişti. Bunun yanında her iki taraf savaşa başarı ve yenilgilerle devam etmiştir.
Avusturya’nın barış yapılması için görüşmelere başlamak istemesinin nedenleri şunlardır:
- Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı karışıklılar.
- Hollanda, Macaristan ve Galiçya’da uygulanan reformlara gösterilen tepkiler yüzünden ayaklanma ihtimalinin ortaya çıkması.
Bu gelişmeler yüzünden Avusturya İmparatoru acil olarak barış görüşmelerine başlanılması talimatını verdi. Avusturya o dönemde elinde bulunan Belgrad’ı da Osmanlı Devleti’ne vermeyi kabul etmişti.
Bu nedenlerle Türklerle olan savaşın acil olarak sona erdirilmesi zorunlu görülmüştü. I. Abdülhamit döneminde Avusturya ile savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti, Ziştovi Antlaşması ile bu savaşı bitirdi.
Ziştovi Antlaşması ve Prusya’nın Aracılığı
Avusturya, bu gelişmeler yüzünden Osmanlı Devleti’yle savaşı sonlandırmak isteğini Prusya’ya bildirmişti. Prusya Kralı da verdiği cevapla komşuları ile barış içinde yaşama niyetini açıklamıştı. Bununla beraber dengelerin Prusya aleyhine bozulmasına izin verilmeyeceği ifade edildi.
Yapılacak barış antlaşmasının Avusturya ve Rusya’nın tutumuna bağlı olduğu bildirilmiş, bununda iki şekilde olacağı açıklanmıştı. Bunlar şunlardır:
- Savaş öncesi duruma dönülmesi ilkesinin kabul edilmesi.
- Prusya’nın tercih ettiği toprak değiş-tokuşu ile genel bir barış planı üzerinde anlaşmaya varılması.
Bu plana göre 1718 Pasarofça Antlaşması’na göre bir barış anlaşması yapılmasına sıcak bakılıyordu. Türk topraklarından elde edeceği kazançlar karşılığında Avusturya’nın Galiçya’yı Polonya’ya terk etmesi ve Kırım’ında Rusya’ya bırakılması planlandı.
Polonya’nın Galiçya’yı alması ile doğu ve kuzeyde denge kurulmuş sağlanmış olacaktı. Avusturya, Belgrad dahil Pasarofça Antlaşması şartlarını kabul etmeye hazır olduğunu bildirdi. Fakat tuz havzaları dışarıda bırakılmak şartıyla Galiçya’nın bir bölümünü Polonya’ya vermeyi teklif etti.
Ancak Osmanlı ile Polonya’nın buna onay vermesi mümkün gözükmüyordu. Galiçya’dan alacağı topraklara karşılık Danzing ve Thorn’u bırakmaya Polonya karşı çıktı.
Fransa’da yaşanan gelişmelerin monarşileri tehdit etmesinden dolayı Prusya’nın bir çatışmaya girmemesi ileri sürülmüştü. Prusya Başbakanı’nın planına tepki kendi meclisinden gelmiş ve bu planın uygulanma şansı kalmadı.
Bunun üzerine Prusya Kralı, Avusturya’ya savaştan önceki durumun korunması ve Osmanlı Devleti ile barış yapması talebinde bulundu. Avusturya’da bunu kabul etmek zorunda kaldı ve iki ülke arasında 27 Temmuz 1790’da Reichenbach Antlaşması imzalandı.
Reichenbach Antlaşması (27 Temmuz 1790)
Avusturya, Prusya’nın isteklerini kabul etmek zorunda kalmış ve iki ülke arasında 1790 tarihinde Reichenbach Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre alınan kararlar şunlardı:
- Avusturya, Osmanlı hükümeti ile hemen bir ateşkes yapmayı kabul ediyordu.
- Prusya ile deniz devletlerinin garantisinde, “var olan durumu koruma” ilkesine göre barış yapılması.
- Avusturya’nın 1739 Belgrad Antlaşması’nın sınır düzeltimi ile ilgili talepleri, Osmanlı hükümetinin onay vermesi durumunda kabul edilecekti.
- Görüşmelerden Avusturya’nın toprak kazancıyla çıkması durumunda Prusya’ya da aynı oranda genişleme hakkı verilecekti.
- Avusturya, Rusya’ya bir yardımda bulunmayacak ve ileride Rusya ile yapılacak olan görüşmelere karışmayacaktı.
- Prusya, ateşkes antlaşmasından sonra iki devlet arasında yapılacak barış konferansına aracılık edecekti.
Reichenbach Antlaşması’nın yapıldığı, Osmanlı hükümetine bildirilmiş ve Avusturya’nın ateşkes görüşmelerine hazır olduğu açıklandı.
Yergöğü Ateşkesi
Sadrazam Şerif Hasan Paşa’ya yapılacak ateşkes anlaşması ile gerekli bilgiler gönderilmiş ve yetkili olduğu açıklanmıştı. Dışişleri Bakanı Abdullah Birri’ye, Prusya’nın Avusturya’yı barışa zorladığı söylenmiş ve ateşkes kararı alınması belirtildi.
III. Selim, ordunun Rusya’ya geçmesi için Avusturya’nın elinde bulunan Tuna kıyısından geri çekilmesini talep etti. Prusya büyükelçisi, bu isteğin Avusturya’ya iletilemeyeceğini bildirmiş, bunun ancak barıştan sonra mümkün olduğunu açıklamıştı.
6 Eylül 1790’da İstanbul’da toplanan meşveret meclisi bu ön şarttan vazgeçti ve hızlıca ateşkes yapılması kararını aldı. Bunun üzerine Prusya büyükelçisi tarafından hazırlanan ateşkes taslağı hazırlanarak Avusturya başkomutanına gönderildi.
Ateşkes metni, Yergöğü’deki sadrazam çadırında 18 Eylül 1790’da Prusya elçisi aracılığıyla taraflar arasında imzalandı. Böylece Avusturya ve Osmanlı Devleti arasında 1791 Haziran ayına kadar altı maddelik bir ateşkes antlaşması yapılmış oldu. Buna göre:
- Taraflar arasındaki çatışmalar sonlandırılacak
- Sınır bölgelerindeki yetkililere bu gelişmeler hakkında bilgi verilecek
- İki ülke vatandaşlarının karşılıklı yapmış olduğu saldırılar cezalandırılacak ve zararların tazmini sağlanacak
- Vatandaşların izin verilmesi şartıyla ateşkes sırasında barış döneminde geçerli hukuksal haklara göre hareket etmeleri sağlanacak
- Barış görüşmelerinin yapılacağı yerin tespiti ve güvenliğinin sağlanması
- Sınır bölgelerindeki askeri birliklerin geri çekilmesi. Eflak’ı elinde tutan Avusturya’nın bu bölgede güvenliği sağlayacak kadar kuvvet bulundurması.
Bu ateşkes metni ile Osmanlı Devleti Avusturya cephesindeki savaşı bitirmiş bulunuyordu. Bununla beraber Reichanbach Antlaşması Osmanlı Devleti’nde olumlu karşılanmamıştır.
Görüşme Yerinin Belirlenmesinde Yaşanan Tartışmalar
Mütarekeden sonra iki devlet arasında barış görüşmelerinin yeri konusunda tartışmalar yaşanmıştı. Avusturya ve aracı devletler Avusturya’nın elindeki Bükreş’i, burası olmazsa Krayova şehrini belirlemişlerdi.
Osmanlı Devleti’yse düşman işgali altında bulunan topraklarda barış görüşmesi yapılmasını yenilgi işareti olarak gördüğünü belirtmişti. Özellikle III. Selim, Osmanlı toprakları içindeki bir bölgenin görüşme yeri olarak belirlenmesini ısrar etmiştir.
En sonunda Yergöğü, Rusçuk ve Niğbolu yanında teklif edilen Ziştovi Kasabası görüşme yeri olarak kabul edildi. Ziştovi Kasabası’nın tercih edilmesinde erişim kolaylığına sahip olması ve güvenlik sorununun olmaması etkili olmuştu.
Ziştovi’de hazırlıklar sürerken delegelerin seçilmesi ve yetkilendirilmesine de başlanmıştı.
Ziştovi Antlaşması Delegeleri
- Sir Robert Murray Keith (İngiltere)
- Kont Renier von Haften (Hollanda)
- Marki von Lucchesini (Prusya)
- Kont Peter Philip von Herbert (Avusturya)
- Kont Franz Esterhazy von Galantha (Avusturya)
- Abdullah Birri (Osmanlı Devleti)
- İsmet İbrahim Bey (Osmanlı Devleti)
- Dürri Mehmet Efendi (Osmanlı Devleti)
Ziştovi Antlaşması Tarihi
Barış görüşmelerine katılan delegeler, 30 Aralık 1790 tarihinde Ziştovi’de ilk kez bir araya gelmişlerdir. Delegeler birbirlerine karşılıklı yetki belgelerini vermişler ve görüşmelere yedi ay devam edilmiştir.
Sonuncusu 3 Aralık 1791 tarihinde olmak üzere toplamda on sekiz oturum yapılmış ve 4 Ağustos 1791’de de Ziştovi Antlaşması tarafların arasında imza altına alınmıştır.
Ortaya çıkan bazı engellere rağmen kısa zamanda anlaşmaya varılmıştır. Böylece aynı zamanda imzalanmak koşuluyla barış antlaşması oluşturulmuştu.
Ziştovi Antlaşması Maddeleri
Antlaşma on dört madde olmak üzere tarafların arasında elli sene süre ile imza altına alınmıştır. Barış antlaşması giriş ve son kısımları hariç on dört madde, özel antlaşmaysa yedi madde olarak düzenlenmiştir.
Metnin ilk maddesi Sırbistan, Karadağ, Bosna, Eflak ve Boğdan halkının savaş sırasındaki davranışlarının af edildiğine işaret eder. Diğer maddeler şu şekildedir:
- İki devlet arasında daha önce imzalanan bütün anlaşmaların geçerliliğini koruması.
- Ruslarla anlaşma yapılana kadar Hotin Kalesi Avusturya’da kalacak sonra Osmanlı Devleti’ne bırakılacak.
- Esirlerin karşılıklı serbest bırakılması.
- Sınır bölgelerinde ticaretin ve seyahat özgürlüğünün sağlanması.
- Dini konulara karşılıklı saygı gösterilmesi.
- Antlaşma gereğince savaş ilanından önceki sınırlara geri dönülecek.
- Unna suyu kolundaki sınır düzenlemesinin Avusturya’nın isteğine göre düzenlenecek.
- Avusturya, işgal ettiği Belgrad ile diğer yerleri Osmanlı Devleti’ne teslim edecek.
Ziştovi Antlaşması Önemi
- Antlaşma, Avusturya’nın Osmanlı Devleti’yle 1533-1791 tarihleri arasında yaptığı yirmi birinci barış antlaşmasıdır.
- Avusturya üç buçuk sene devam ettirdiği bu savaştan istediğini elde edememiş, küçük kazançlarla yetinmek durumunda kalmıştır.
- Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında yüzyıllardır devam eden mücadeleye son verilmiştir.
- Balkanlarda egemenlik kurmak isteyen Rusya karşısında iki devletin yakınlık kurmasına imkan vermiştir.
- Ticaretle ilgili olan haklar yenilenmiş ve onaylanmıştır.
- Ziştovi Antlaşması’nın ardından Osmanlı Devleti, Ebubekir Ratip Efendi Viyana’ya elçi olarak gönderilmiştir.
- O dönemde örneği bulunmayan bir uygulama olmak üzere bütün savaş esirlerinin serbest bırakılması kararı alınmıştır.
Ziştovi Antlaşması Sonuçları
Bu antlaşmadan sonra iki imparatorluk Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıkılışlarına kadar birbirleriyle hiç savaşmadılar. Osmanlı Devleti’nin bu savaşların sonunda askeri bakımdan geri kaldığı ortaya çıkmış bu nedenle Nizam-ı Cedid dönemi başlamıştır.
Bu döneme kadar Avrupa’daki devletlere karşı üstünlüğünü koruyan Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılın sonuna kadar Avrupa’ya elçi göndermemişti. Ancak 1739 Belgrad Antlaşması sonunda yaşananlar Osmanlı diplomasisinde değişikliğe neden olmuştu. 1791 Ziştovi Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti ilk defa Avrupa’ya elçi göndermişti.
Tüm bu gelişmeler, Osmanlı Devleti’nin artık eski güç ve otoriteye sahip olmadığını göstermektedir. Bunun yanında Avrupa’da yaşanan gelişmeleri yerinde ve zamanında, doğru olarak görmesi bakımından oldukça önemlidir.
Sonuç olarak 1526’da başlayan Osmanlı-Avusturya ilişkileri, 1791 Ziştovi Antlaşması ile sonlanmıştır.
- Ziştovi Antlaşması – Vikipedi
- Osmanlı Tarihi IV. Cilt, 1. Bölüm – İsmail Hakkı Uzunçarşılı
Bu Yazılarımada Göz Atmak İster Misiniz?
- 1571 İnebahtı Deniz Savaşı: Akdeniz Mücadelesi
- Baron de Tott: Macar Kökenli Aristokrat Bir Fransız
- Humbaracı Ahmed Paşa: Osmanlı Topçu Dehası
- Kapitülasyonların Osmanlı Devletine Etkileri
- Mondros Mütarekesi: Osmanlı Devleti’nin Ölüm İlanı