fbpx
Osmanlı TarihiTürk Tarihi

Halaskar Zabitan (Modern Dönemin İlk Darbesi)

Halaskar Zabitan, 1912 yılının Mayıs ayında teşkilatlanan Hürriyet ve İtilaf taraftarı silahlı örgüttür. İttihat ve Terakki karşıtı olan örgüt kuruluşundan Bâb-ı Âli Baskını’nın gerçekleştiği tarihe kadar birçok hareketin içinde yer almıştır.

halaskar zabitan grubuna karşı olan muhalif grup
Halaskar Zabitan muhalifleri.

1912 Meclisi’nin Oluşumu ve Özelliği

23-24 Temmuz 1908’de Meşrutiyet’in yeniden ilan edilmesinin hemen ardından yapılan seçimler İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin beklediği gibi çıkmıştı. Seçime katılan Ahrar Cemiyeti başarı elde edememişti.

İttihatçılar dışındaki siyasi güçler de Meclis’te belli ağırlığa sahipti ve Meclis görüşmeleri zaman zaman sert tartışmalara tanıklık ediyordu. Fakat muhalafet uzun bir süre dağınık durumda kalmıştı. Buna son veren şey ise, 21 Kasım 1911 tarihinde, Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin kurulması oldu.

11 Aralık 1911’de İtilafçılar İstanbul’da boşalan milletvekilliği için yapılan seçimde adaylarının kazanması ile ilk başarılarını sağlamış oldular.

İstanbul milletvekili Rıfat Paşa’nın diplomatik göreve atanması üzerine, boşalan koltuk için yapılan seçimde Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin adayı Tahir Hayrettin, Memduh Bey’i bir oy farkla geride bırakarak vekil seçilmişti.

İttihat ve Terakki Partisi 1909 yılında, I. Meşrutiyet’ten kalma anayasada önemli değişiklikler yapmıştı. Bunlardan biri, Meclis ile hükümet arasında bir anlaşmazlık çıkması halinde padişaha meclisi feshetme hakkı veren 35. maddenin değiştirilmesiydi.

35. Maddeye Göre Meclis’in Kapatılması

İttihat ve Terakki Partisi üyeleri, 1911 yılının sonlarında, Meclis’İn kapanması ve yeniden seçime gidilmesini  sağlamak için bu maddenin eskisine benzer şekilde yeniden değiştirilmesini gündeme getirdiler.

13 Ocak 1912 tarihinde 35’inci maddenin oylamasına geçildi. Günler boyunca gerginlik içinde geçen oturumların sonucunda teklif Meclis’de gerekli çoğunluğun desteğini alamadı. Ancak bu oturumlar sırasında Sait Paşa hükümeti istifa etmiş, yeni bir hükümet kurulmuştu.

Anayasa’nın o sıradaki haline göre, hükümetin isteği Meclis tarafından iki defa reddedildiğinde padişah Meclis’i kapatabiliyordu.

15 Ocak’ta Sultan Reşat, yeni seçimler yapılmak üzere Meclisin üç ay süre ile kapatılmasına ait tezkeresini Ayan Meclisi’ne gönderdi. 17 Ocak’ta bu Meclis tezkereyi olumlu bularak onayladı. 19 Ocak’ta Meclis dağıldı.

İlginizi Çekebilir: 1878 Girit İsyanı Hakkında İlginç Detaylar

1912 Seçimi (Sopalı Seçimler)

Seçimler ikiye bölünmüş bir ülkede iki parti arasında yoğun mücadele altında gerçekleşti. İttihat Terakki Partisi seçimleri kaybetmesi karşısında yok olacağından korkuyordu. İtilafçılar tarafından yasallığını kaybetmiş olarak görülmekteydi.

İttihatçılara göre İtilafçılar ise orta çağdan kalma kurumları ve haklarını korumak, bir amaçtan yoksun bir örgüt gibiydi. Bütün devlet olanaklarının İttihat ve Terakki Cemiyeti lehine kullanıldığı seçim sürecinde, 1912 seçimleri tarihe “sopalı seçimler” adıyla geçecekti.

Birbirine karşıt fikirli kişilerin toplandığı Hürriyet ve İtilaf Partisi’de kendi içinde yaşadığı anlaşmazlıklar yüzünden ciddi bir başarı elde edemez. Seçimler sonunda oluşan mecliste, 284 milletvekili bulunmaktaydı. Sadece beş vekilin Hürriyet ve İtilaf Partisi üyesi olarak girebildiği mecliste, İttihat ve Terakki ezici üstünlüğe sahipti.

Hürriyet ve İtilaf Partisi ülkede iyi örgütlenmemiş olmakla birlikte muhalefete devam ediyordu. Vekil seçtiremeyen eski muhalifler, seçimlerde baskı yapıldığını, hileye başvurulduğunu ve Anayasa’nın çiğnenmiş olduğunu seslendirmeye başladılar.

Diğer taraftan da Arnavutları ayaklandırmaya ve orduda kendilerine taraftar subay kazanmaya başladılar. Bu subayların örgütlenmesi ve hükümete karşı ayaklanması “Halaskar Zabitan” olayı olarak tarihe geçmiştir.

 Halaskar Zabitan Grubunu Kim Kurdu?

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Arnavutluğun birçok bölgesinde ayaklanma ve çatışmalar vardır ve Haziran ayında Halaskar Olayı patlak vermiştir. İttihat ve Terakki elde ettiği iktidarı bu nedenle bırakmak zorunda kalacaktır.

Arnavutluk ayaklanması ile paralel ortaya çıkan Halaskar Zabitan Grubu arasındaki ilişkilerin niteliği yeteri kadar açık değildir. Bu grup birkaç subay kurulmuştur. Halaskar Zabitan Grup kurucuları şu kişilerden oluşmaktadır:

  • Kurmay Binbaşı Gelibolulu Kemal (Şenkıl)
  • Kurmay Kolağası Kastamonulu Hilmi
  • Süvari Kaymakamı Manastırlı Recep
  • Donanma Binbaşısı İbrahim Akşi
  • Yüzbaşı Kudret

İttihat ve Terakki’ye karşı olan Prens Sabahattin, gruba maddi olarak yardımda bulunmuş ve katibi Satvet Lütfi’yü de grup ile çalışmasından görevlendirmiştir. Prens Sabahattin, ayrıca İtilaf ve Hürriyet üyelerinden Rıza Nur ve bazı arkadaşlarının da Binbaşı Kemal ile iletişim kurmasına yardımcı olmuştur.

İlginizi Çekebilir: On İki Adaların İtalya Tarafından İşgal Edilmesi

Halaskar Zabitan üyeleri bir taraftan askeriye de düşüncelerini yaymaya başlamış diğer yandan da hükümet darbesi yapmak için çalışmalara başlamıştır. Bu dönemde Arnavutluk’ta bazı subayların hükümete karşı isyan ortaya çıkmıştır. Bu konuda hükümet bir bildiri yayımlayarak açıklama yapma gereği duymuştur.

Halaskar Zabitan Grubunun Amacı Nedir?

Bir çok subayın İttihat ve Terakki üyesi olması ve bu parti ile çalışması, askerlikle ilişkini kesmeden ordu dışında siyasi görevler alması ve bunlaradan fayda sağlaması diğer subayların dikkatinden kaçmıyordu.

Birtakım subayların siyasetle uğraşmaları ve ondan faydalanması bir taraftan vatanseverlik, diğer taraftan farklı düşünceler besleyen subayları, siyasal bir yola sokacak ve sonuç ülke için bir yıkım olacaktır.

Halaskar Grubunun amacı, askeri siyasetten uzaklaştırmak, siyasetten uzak tutmaktı. Grup üyeleri, ülkeyi felakete götürdüklerine inandıkları İttihat ve Terakki iktidarının yıkılması ve ordunun siyasetten çekilmesi için çalışacaklardı.

Seçim döneminde iddia ettikleri bazı olaylar nedeniyle yasaya aykırı olarak gördükleri Meclisi ve hükümeti dağıtıp, yasal yoldan yeniden kurarak görevlerine geri döneceklerdi. Planladıkları hareket başarılı olduğu takdirde grup üyeleri, memuriyet yapmamayı kabul etmişlerdi.

Yayınladıkları bildiride Halaskar Zabitan Grubunun istekleri şu şekilde açıklanmıştır:

  • Mevcut hükümetin yerine, Avrupa’nın güvenini kazanabilecek, becerikli ve güçlü bir hükümetin kurulması.
  • Sorumluluk taşımayan hiçbir kuvvetin hükümet işlerine müdahale etmemesi.
  • Seçimlerin yasaya uygun yapılmaması nedeni ile Meclisin dağıtılması ve yeniden seçimlere gidilmesi.
  • Yukarıda belirtilen isteklerin yerine getirilmesinin ardından askerlik ile siyasetin kesin olarak birbirinden ayrılması.
Halaskar Grubunun isteği, ordunun kesin şekilde siyasetin dışında kalması ve meşrutiyetin samimi şekilde uygulanmasıydı. Fakat grubun, isteğini gerçekleştirmek amacıyla takip ettiği yol, bu iddialarının tersi yönde olmuştur.

halaskar zabitan grubunun meclis üzerindeki baskısı

Halaskar Zabitan Grubunun Çalışmaları

Halaskar Zabitan Grubu, isteklerine ulaşmak için ilk önce, İttihatçı olarak gördükleri Sait Paşa hükümeti ve vekilleri baskı altına almaya çalışmıştır. Manastırda çıkan isyan bu şekilde kullanılmış, bunun yanında çeşitli kişi ve kurumlara da tehdit mektupları gönderilmiştir.

Grup, programında kullanmak üzere bir de mühür hazırlatmıştır. Halaskar Zabitan Grubu adını taşıyan mühür, Tevfik Hamdi Bey tarafından yaptırılmıştır. Mühür korkutmak amacı ile kırmızı mürekkeple kullanılmıştır.

Halaskar Zabitan Grubu’nun ilkelerini anlatan açıklayacı bir bildirge gizlice basılarak ordu subaylarına da dağıtılmıştır.

Manastır İsyanı

Halaskar Zabitan Grubu Manastır’da çıkan isyanı kullanmak istemiştir. Haziran 1912’de Manastır’da çıkan isyan bazı subayların da buna katılması ile kısa sürede büyümüştür. İsyancılar dağlara çekilmişler, böylece siyasi krizi bir askeri ihtilale dönüştürmeye çalışarak hükümetin istifa etmesini ve seçimlerin yenilenmesini talep etmişlerdir.

Bu istekler, hükümet içinde büyük endişeye neden olmuştur. Çünkü hareketin ordu tarafından desteklendiği bilinmektedir. Ayrıca Halaskar Grubu üyeleri sadece Rumeli’de değil, diğer askeri birlikler arasında da bulunmaktadır.

Halaskar olayının uzak nedeni askerlerin siyasetle uğraşmaları için açık kapı bırakılmasından kaynaklanmaktaydı. Bu açık kapı Meşrutiyet’in duyurulması için İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne bağlı subaylar tarafından açılmış ve bir daha da kapanmamıştı.

Askerliğin siyasetten ayrılması konusunda başlayan talepler her geçen gün kuvvetlenmişti. Bu talepler yerine getirilmeyince, orduda ikilik meydana gelmişti. Aslında, ordunun siyasetle ilgisinin kesilmemesi Meşrutiyetin ilanı ile ilgiliydi.

Askerlik ile Siyasetin Ayrılması Hakkındaki Kanun

İttihat ve Terakki bu durum karşısında en sonunda askerlik ile siyasetin birbirinden ayrılaması gerektiğini anladı. Askeri ceza kanuna ek olmak üzere iki maddelik kanun tasarısı hazırlayıp Meclise sundu. Sunulan maddeler şu hükümleri içine almaktaydı:

  1. Siyasal toplantılara katılanlar ve siyasetle uğraşan subaylar ile askerliğe bağlı olanlar iki aydan dört aya kadar hapse mahkum edilir ve birliği değiştirilir. İlgili kişi bu suçu tekrarlarsa meslekten çıkarılır.
  2. Hükümet tarafından kabul edilen ve edilmeyen siyasal partilere giren tüm subaylarla askerliğe bağlı olan diğer kişiler askerlik mesleğinden çıkarılır ve iki aydan altı aya kadar hapse mahkum edilir.

Kanun tasarısı 1 Temmuz’da Meclis’te görüşülmeye başlandı. Teklif birtakım değişikliklerle çoğunlukla kabul edildi. İttihat ve Terakki kanundan hoşnut olmamıştı. Kanunun isyan edenler için bir yıldırma olmasını yeterli görüyorlardı.

Çünkü bu kanun tüm subaylar için yürütüldüğü takdirde, İttihatçı subayların durumunda çeşitli olayların gelmesine neden olabilirdi. İttihatçılar bu kanuna dayanarak Savunma Bakanı Mahmut Şevket Paşa’nın diktatörlüğe gitmesinden çekiniyorlardı.

Bu nedenle kanunun yürürlüğe girmesine yer bırakmamak için Resmi Gazete ile yayımlanmasını engellediler. Bu şekilde Mahmut Şevket Paşa ile partinin arası açılmış oldu. Mahmut Şevket Paşa kanunu uygulayamdan istifa etmek zorunda kaldı. İstifasına neden olarak, yeni kanunun, yeni bir vekil tarafından yürürlüğe konmasının daha uygun olacağını söylemişti.

Paşa’nın bu istifası, hükümeti zor durumda bırakmış, Sait Paşa hükümeti, 31 Aralık’ta kurulmuş olmasına rağmen Manastır olayları yüzünden zor durumda kalmıştı. Kabinede meydana gelen istifalar nedeni ile güvenoyuna gitme gereği duydu. Yapılan oylamada hükümet güvenoyu almışsa da, oylamanın ertesi günü istifa etmişti.

Manastır Olayı Nedeniyle Yaşanan Kabine Krizi

Sait Paşa istifasına neden olarak, Savunma Bakanlığı görevine bir kişi bulunamaması yanında, Donanma ve Maliye bakanlarının istifaları üzerine çıkan hükümet krizini göstermekteydi.

Savunma Bakanından sonra Sadrazamın da çekilmesi Arnavutlar ve Halaskarlar için başarı İttihatçılar için yeni bir bunalımdı. İki taraf çalışmalarını yeni Sadrazamın seçilmesi konusunda yoğunlaştıracaklardı.

İttihatçılar kendi üyeleri arasından birisini Sadrazamlığa getirtmeyi düşünmüyordu. Fakat kendisine karşı olan bir Sadrazam da görmeyi istemiyorlardı. İttihatçıların liderlerinden olan Talat Paşa, Padişahın baş katibi ile temasa geçerek Kamil Paşa’nın istenmediğini bildirdi.

Aynı gün Halaskar Zabitan temsilcisi olan iki subay, ordu adına yazılan bir mektubu Padişaha sunmuştu. Mektupta görevdeki hükümetin düşürülmesi, Meclisin kapatılması ve Kamil Paşa’nın  Sadrazamlığa getirilmesi isteniyordu.

Kamil Paşa’nın Sadrazamlığa getirilmesi uygun görülmediğinden, Sadrazamlık 17 Temmuz 1912 tarihinde, Tevfik Paşa’ya teklif edildi. Tevfik Paşa Meclisin kapatılmasını şart göstermiş, bu Anayasa’ya aykırı olduğundan, Sadrazamlık Gazi Ahmet Muhtar Paşa’ya verilmiştir.

Gazi Ahmet Muhtar Paşa Hükümeti (Büyük Kabine)

Bu hükümetin kurulması ile İttihat ve Terakki iktidarının düşürülmesi aşaması başlamıştır. Hükümete alınan önemli kişiler şu şekildedir:

  • Kamil Paşa (Danıştay Başkanı)
  • Cemaleddin Efendi (Şeyhülislam)
  • Hüseyin Hilmi Paşa (Adalet Bakanı)
  • Ferit Paşa (İçişleri Bakanı)
  • Mahmut Muhtar Paşa (Donanma Bakanı)

Hükümet üyelerinin arasında üç eski sadrazam olmasından dolayı “Büyük Kabine” olarakta belirtilmekteydi. Ahmet Muhtar Paşa’nın oğlu Mahmut Muhtar Paşa’yı Bahriye Nazırı yapması üzerine “Baba-oğul” kabinesi olarak da adlandırılmıştır.

Muhtar Paşa’nın kurduğu yeni kabineden İttihat Terakki dışında tüm kesimler memnun kalmıştır. Ahmet Muhtar Paşa Hükümeti, İttihatçıları iktidardan uzaklaştıracak karakterde, tarafsız görülen mevki sahiplerinin bir koalisyonu olmuştur.

halaskar zabitan grubunun halil beye tehdit mektubu göndermesi

Halaskar’ın Tehdit Mektupları

Halaskar Zabitan Grubu, Sait Paşa’nın istifa etmesinin ardından, hükümeti de düşürerek diğer amaçları için çalışmalarını çoğaltmıştır. Bu çalışmaları içinde en önemli noktayı bazı kurum ve kişilere gönderilen tehdit mektupları almaktadır.

Gönderilen mektupların amacı, yeni kurulacak hükümet üzerinde etkili olmak ve ardından meclisin kapanmasını sağlamaktır. Mektupların üç tanesi, Askeri Şura’ya, Halit Ziya Bey’e ve Meclis Başkanı Halil Bey’e (Menteşe) gönderilmiştir.

Askeri Şura’ya Gönderilen Mektup

Halaskar Zabitan Grubunun gönderdiği mektupların birincisi 18 Temmuz günü yapılan Askeri Şura toplantısına gönderilen mektuptur. Askeri Şura toplantısına gönderilen bu mektupta hükümet, uyguladığı yanlış politika nedeniyle suçlanıyordu.

İttihat ve Terakki idarecilerinin sadece kendilerini düşündükleri, seçimlerinde yasal olmayan şekilde sonuçlandığı belirtiliyordu. Ayrıca bu mektupta grubun istekleri de açıklanıyordu. Bu istekler şunlardı:

  • Meclisin feshedilmesi
  • Hükümetin değişmesi
  • Anayasa dahilinde yeniden seçimlere gidilmesi

Bu isteklerin ertelenmesi durumunda sorumululuğu, Harbiye Nezareti ve Askeri Şura’ya ait olduğu açıklanıyordu. Bunun üzerine Sait Paşa olayı konuşmak ve alıncak önlemleri kararlaştırmak amacı ile bir toplantı gerçekleştirdi.

Yapılan toplantı sonucunda durumun Padişaha bildirilmesi ve Padişahın orduya yönelik bir beyanname yayınlamasına karar verildi. Orduya yöneltilerek yazılan, askerin siyasete karışmaması ve kendi görevi ile meşgul olmalarını açıklayan beyanname 19 Temmuz’da yayınlandı.

Bu beyannamede askerin isteklerinin göz önünde bulundurulduğu belirtiliyor, İtalyan donanmasının Çanakkale’ye geldiği bir dönemde askerin bu tavrının, disiplin kurallarına aykırı olduğu ve bu yüzden ihanet sayılacağına dikkat çekiliyordu.

Bildiri içerik olarak fazla sert değildir. Açıklamada siyasetle ilgilenen subaylar nasıl bir işlem yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Sadece siyasetle uğraşan askerlerin bu tavrının ihanet olarak görüleceği bildirilmiştir.

Bildirinin bir önemi de, Balkan devletlerine Türk ordusu hakkında bilgi vermektedir. Askerin siyasetin içinde olduğu, disiplinin bozulduğu ilan edilmiştir. Bu Balkan ülkeleri, Osmanlı ordusunun siyaset nedeni ile disiplininin bozulduğunu öğrenmiştir.

Halit Ziya Bey’e (Uşaklıgil) Gönderilen Mektup

Halaskar Zabitan Grubu, Sait Paşa’nın düşmesini sağlamıştı. Aynı zamanda tamamına yakınını İttihatçı vekillerinden oluşan Meclisin feshi için çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu amaçla tehdit mektupları göndermeye devam etmiştir.

Bu mektuplardan biri de Halit Ziya Bey’e gönderilen mektuptur. Halaskar Zabitan Grubu mühürlü bu mektupta, Halit Ziya Bey’den Padişah üzerinde üzerinde oynadığı oyunlardan dolayı yirmi dört saat içinde istifa etmesi istenmiştir.

Grup, Halit Bey hakkında verilen kararı hemen gerçekleştirmeye karar vermiş, fakat edebiyat alanındaki başarılı faaliyetleri nedeni ile ilk olarak ikaz etmeyi uygun görmüştür.

Meclis Başkanı Halil Bey’e Gönderilen Mektup

Gönderilen mektupların en etkili olanı, Halil Bey’e (Menteşe) gönderilen mektup olmuştur. Halil Bey’e gönderilen mektup 24 Temmuz 1912 tarihinde yazlık evinde teslim edilmiştir. İçindeki ağır ifadeler barındıran bu mektupta Halaskar Grubu, Meclisi “Fındıklı Tiyatrosu”na benzetmiştir.

İttihatçı vekiller yanlış hareketleri nedeniyle eleştiriliyor ve bu hareketlerin ağır cezayı gerektirdiği bildiriliyordu. Milletle birlikte ordunun isteğinin Meclisin kapatılması olduğu da açıklanmıştır. İsteklerin 48 saat içinde yerine getirilmesi aksi bir durumda “vatani görevlerin” kendileri tarafından yapılacağı hatırlatılmaktaydı.

Halil Bey’e gönderilen bu mektuba hem meclisten, hem de basından birçok tepki gelmiştir.

Gerek ilk bildiride Meclis’in kapatılabileceğine dikkat çekilmesi, gerekse de Halil Bey’e gönderilen mektubun ortaya çıkması ile ülke çapında yoğun tartışmalar ve tepkiler ortaya çıkarmıştır. Meclis’in 31 Temmuz 1912 tarihli oturumunda da, ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen Halaskar Zabitan grubunun bildirisini kınayan telgraflar okunmuştur.

Halaskar Zabitan Tehditlerine Karşı Tepki

Mektupların okunmasından sonra mecliste büyük tartışmalar meydana gelmiş, sert tartışmalar yaşanmıştır. O an ki atmosfer içinde mecliste bir çok vekil konuşmak istemiş ve konuşmaların ardından şiddetli protestolar gelmiştir.

Yapılan konuşmalardan sonra, Sadrazam ve Harbiye Nazırı’nın açıklama yapmalarını isteyen bir önerge verilmiştir. Sadrazam mazeret bildirdiği için Harbiye Nazırı Nazım Paşa, Meclise gelerek durum ile ilgili açıklamalarda bulunmuştur.

Tartışma konusu mektupların asılsız olduğunu, suçlular hakkında gerekli soruşturmaların yapılacağını söylemiştir. Harbiye Nazırının bu açıklamaları, vekilleri sakinleştirmiş ve bu sözlerin senet kabul edildiği belirtilmiştir.

Sonuç

Hareketin asıl hedefi olan ordunun siyasetten çekilmesi amacına ulaşmamış ancak, hükümetin istifa etmesi ve meclisin feshi sağlanmıştır. 1912 meclisi çok kısa bir çalışma döneminin ardından Halaskar Zabitan Grubunun da etkisi ile kapatılmıştır.

Yapılması gereken seçimler, Balkan Savaşı’nın araya girmesi yüzünden ertelenmiş, ancak 1914 tarihinde yeni meclis açılabilmiştir. Halaskar Zabitan hareketinin etkili olmasının en büyük nedeni üyelerinin asker olmasıdır.

Diğer bir nedeni Arnavutluk’taki isyanla aynı döneme denk gelmesidir. Arnavutluk’taki ayaklanma subayların desteği ile kısa zamanda büyümüştür. Bunlara İttihat ve Terakki’nin, Halaskar Zabitan’ın gücünü tespit edememesi de eklenebilir.

İlk zaman askerin siyasetle uğraşmasını engellemek amacıyla ortaya çıkan Halaskar Zabitan Grubu, amacının tersinde hareket etmiştir. Grubun askeri gücünden de aldığı cesaret ile çeşitli makamlara gönderdiği mektuplar buna örnektir.

Askeri siyasetten uzak tutma iddiasında bulunan Halaskar Zabitan Grubu, yapmış olduğu hareketlerle siyasetin içine daha çok girmiştir. Siyasete müdahil olarak, olayları kendi isteğine göre düzenlemeye çalışırken, demokrasi açısından bu tehlikeli bir durum ortaya çıkarmıştır.

YARARLANDIĞIM KAYNAKLAR:
  • Halaskar Zabitan – Vikipedi
  • İkinci Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı (1908-1918) – Enver Ziya KARAL
  • Türk İnkilap Tarihi Cilt:II – Yusuf Hikmet BAYUR
  • Asker-Siyaset İlişkilerinde Bir Dönüm Noktası Halaskar Zabitan Grubu ve Faaliyetleri – Prof. Dr. Kenan Olgun

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma