fbpx
Türk Tarihi

Gediz Taarruzu: Milli Mücadele Döneminde

Gediz Taarruzu, Ali Fuat Paşa ile Çerkes Ethem’in Yunan işgaline karşı 1920 yılının Ekim ayı sonunda düzenledikleri harekat.

Gediz Taarruzu planını Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa kabul etmese de, TBMM kuvvetleri zayiat verdikten sonra Gediz’i geri alarak, İzmir’in İşgalinden sonra ilk defa Yunanlıları işgal ettikleri bir bölgeden geri çekilmelerini sağladılar.

Harekatın bitiminde Kuvayi Milliye Komutanlığı kaldırıldı ve Kuvayi Milliye Komutanı olan Ali Fuat Paşa Moskova Büyükelçiliğine atandı. Yerine kurulan iki komutanlıktan “Batı Cephesi Komutanlığı”na Albay İsmet Bey, “Güney Cephesi Komutanlığı”na ise Refet Paşa tayin edildiler.

gediz savaşı ve türk süvari birlikleri

Gediz Taarruzu Nedenleri

Yunan ordusunun o tarihlerde hareketleri askeri olmaktan daha çok siyasi bir nitelik taşımaktaydı. Çünkü Yunan ordusu, İngiliz siyasetinin bir uygulama aracı haline getirilmişti. Bundan dolayı Yunanlılar, kuvvetlerini iki gruba ayırmak zorunda kalmışlardı. Birisi Bursa-Aksu’da, diğeri Uşak ve civarında toplanmıştı.

Ali Fuat Paşa, Yunanlıların bu durumu karşısında üstünlük sağlayabilmek için Türk Ordusunun hareketsiz bırakılmamasını düşünmüştür. Düşmanın sadece bir gruba karşı üstün gelerek, onu yalnız yakalamayı ve mağlup etmeyi kendisine ana plan olarak hazırlamıştı.

Gediz ileri bölgesinde Yunan kuvvetini tek başına yakalayıp mağlup etmek, bir daha düşmanın bu istikamete kuvvet ayırmamasını sağlamak öncelikli hedef olarak düşünülmüştür.

Gediz Taarruzunun bir diğer nedeni de Damat Ferit Paşa hükümetinin 21 Ekim 1920’de görevi bırakması nedeniyle, İtilaf Devletlerinin siyasetlerine yeni bir yön verme çabalarıdır. İtilaf Devletleri, siyasetlerine yeni bir yön verirken Yunan ordusunu hareketsiz bırakmışlardı. Gediz taarruzunun planlamasının diğer nedenleri de şunlardır:

  • Tevfik Paşa hükümetinin iktidar olması nedeniyle, Anadolu hareketinde meydana gelebilecek bir yavaşlamaya meydan verilmemek istenmesi.
  • Doğu cephesinde taarruzun hızlandırılması üzerine, Gediz taarruzununun da aynı dönemde yapılmasının doğru bir karar olabileceği fikri.
  • Batı ve Doğu cephelerinde kazanılacak olan zaferler neticesinde, Ankara hükümetinin konumunun güçlendirme düşüncesi.
  • Düşman cephesinin zayıf bir noktasına ani bir baskın yapılması karşılığında düşmanın maneviyatı üzerindeki olumsuz etki sağlanmaya çalışılması.
  • Milli kuvvetleri yok etmek amacıyla Anadolu’ya gönderilmiş olan Yunan ordusuna karşı Türk ordusunun savaşamayacağı propagandasının ortadan kaldırılmak istenmesi.
hareket halindeki bir türk süvari birliği
Hareket halindeki bir Türk süvari birliği, 1917. © IWM Q 81564

Alayunt Toplantısı

Gediz Taarruzu’ndan önce bazı mevzii çarpışmaları yapılmıştı. Fakat bunlardan hiç biri yeni ordunun, yeni idarenin iç ve dış düşmanlarına karşı bütünlük içinde ve fedakarlıkla savaşıp savaşamayacağını Gediz Taarruzu kadar belirlemeyecekti.

Bu önemli tecrübe, yeni kurulan ordunun Gediz bölgesinde yalnız bulunan düşman piyade fırkasına karşı Ekim ayı sonunda yapılacak taarruz ile denenecekti.

Gediz taarruzu hakkında karar ve emirler açıklanmadan önce, taarruza fiilen katılacak olan kumandanlarla Ertuğrul grubu kumandanı Kazım Bey’in Alayunt’taki karargahında toplanarak görüşülmüş ve genel durum hakkında görüşme yapıldı. Toplantı da bulunan komutanlar:

  • Cephe Erkan-ı Harbiye Başkanı Binbaşı Saffet Bey
  • Grup Kumandanı Kazım Bey
  • 11. Fırka Kumandanı Kaymakam Arif Bey
  • 16. Fırka Kumandanı İzzetin Bey
  • Birinci Kuvve-i Seyyare Kumandanı Ethem Bey’ler hazır bulunmuştur.

Yapılan toplantıda Arif Bey ile Ethem Bey hareketi desteklediklerini bildirmişlerdi. Kazım ve İzzettin Beylerin de bazı çekinceler ileri sürmelerine karşılık taraftar oldukları anlaşılmıştır.

Bunun yanında Anadolu’da geniş bir alana yayılmış bulunan düşman cephesinin zayıf bir noktasına kuvvetle taarruz etmek ve başarılı olabilmek için alınacak önlemler arasında da cephanenin sağlanması meseleside bulunuyordu.

Genelkurmay Başkanlığı Batı Cephesi Komutanlığının Gediz Taarruzu önerisini kabul etmemiştir. Çünkü, düşman ordusunun Türk ordusundan güçlü olduğu belirtilmiştir. Cephane sıkıntısı yaşanması da bu düşüncede etkili olmuştur.
1919 tarihinde yunanlıların izmir işgali
Yunanlılar, Mayıs 1919’da İzmir’e çıkarken. © IWM Q 14138

İtalyanlardan Cephane Temin Edilmesi

Başarılı bir taarruz için en önemli konu cephane ikmali meselesiydi. Bu konu ile ilgilenmesi için Yüzbaşı Ferit Bey İtalya’ya gönderilmişti. O dönem İtalya’nın bazı önemli sanayi bölgelerinde idare solcuların eline geçmişti.

İtalyan yöneticiler, Avusturyalılardan elde edilen önemli miktardaki Alman tüfek mermilerini ucuz fiyattan satabileceklerini açıklamışlardı.

Bu nedenle hemen harekete geçilmişti. Gediz taarruzundan önce Ferit Bey gerekli olan cephanenin temin edildiğini ve nakliyata da başlanıldığını haber vermişti. Bu şekilde Gediz taarruzu kararını vermek için en önemli engel ortadan kalkmış oldu.

Batı Cephesi Komutanı, iki piyade tümeni ile Ethem Bey’in Gezici Kuvvetlerini Gediz’deki Yunan tümeninin üzerine göndermesi sonucu bundan parlak bir zafer elde edeceğini kuvvetli bir şekilde düşünmüştür.
türk askeri bir köprüde dinleniyor
Türk askerleri bir köprüde dinleniyor. © IWM Q 45809

Gediz Taaruzunun Başlaması

Taarruz için ileri harekat 13 Ekimden başlayarak 22 Ekimde sona ermişti. Taarruz grubunun hareketleri geceleri, diğerlerinin ise gündüzleri yapılmıştı.

24 Ekim 1920’de bütün cephede taarruz ile birlikte şiddetli bir savaş başladı. Hava yağmurlu ve aynı zamanda da yoğun bir sis tabakası ortalığı kaplamıştı.

11. Tümen düşmanın şiddetli direnişi ve karşı taarruzu önünde başarılı olamamış bundan tümene bağlı olan bazı birlikler dağılmıştır. İlk gün çarpışmalar bütün şiddeti ile devam etmişse de, düşmanı mevzilerinden çıkarmak mümkün olmamıştır. Çarpışmalar çoğunlukla mevzilerde gece yarısına kadar devam etmişti.

61. Fırka 25 Ekim 1920’de saat üçe kadar taarruza devam etmiştir. 11. Tümen 25 Ekim sabahı Armutlu köyüne dönmüş bulunuyordu. Kuvayi Seyyare’de bu bölgeye çekilmiş bulunuyordu. Verilen emir gereğince 61. Tümen sabah mücadele ettiği sırtlardan geri çekilerek ayrılmak durumda kaldı.

Kazım Özalp Paşa savaşı idare tepeden, Türk ordusunun geri çekilişini takip ederken, düşmanın çekilen kıtaları topçu ateşi ile bile takip etmediğini farketmişti.

Bunun keşfi içinde süvarileri savaş mevzilerine doğru göndermişti. Gelen haberde düşmanın gece yarısından sonra çekilmeye başladığını ve Gediz’de düşman bulunmadığı haberini almıştır. Daha sonra cephe kumandanları ile haberleşme  sağlanarak 61. Tümen, 159. Alay ve Kuvayi Seyyare’nin Gediz’e hareket etmesi bildirilmiştir.

Kazım Bey yeni düzen almak için kendi karargahı ile birlikte Gediz’e ulaşmıştır. Burada kendileri halk sevinç gözyaşları ile karşılayacaktır.

26 Ekim 1920 günü 61. Tümen Gediz’de, 11. Tümen Çavdarhisar bölgesinde bulunuyordu. Kuvayi Seyyare’de Hamidiye Köprüsü istikametinde ilerleyerek o bölgede düşmanla temas kurmuştu. 26-27 Ekim 1920 gecesi Hamidiye Hanı mevzilerinde bulunan Yunanlılar Türk kuvvetlerine saldırıya geçtiler.

Aynı zamanda Bursa cephesinde de düşmanın ilerlemeye başladığı bildirildi. 61. Tümenden bir alayı ve Kuvayi Seyyare’yi Gediz bölgesinde bırakarak, diğer kuvvetler Kütahya’ya hareket ettiler.

türk yunan savaşı 1919-1922
Yunan işgali sırasında gemide askerlerle Yunan nakliyesi İzmir’e geliyor. © IWM Q 14135

Gediz Taarruzu Sonuçları

Gediz muharebesi çok şiddetli olmuştur. Türk tarafının kayıpları önemlidir. 11. ve 61. Tümenler 14 subay ve 170 er şehit ve 13 subay ve 260 er yaralı vardı. Ayrıca 700 askerde kayıptı. Silah ve cephanede de kayıplar oldukça fazlaydı.

Yunanlılar Gediz’e dönüş taarruzu yaparak Türk ordusunun geride bıraktığı kıtaları geri çekilmeye mecbur bırakmış ve 31 Ekim’de Yunuslar Gediğini işgal etmişti. Kazım Özalp karargahı ile Eskişehir’e gelmiş ve ertesi günde karargahını Çukurhisar’a taşımıştır.

Eskişehir’e ulaşıldığı zaman Yunanlıların Bursa yönündeki faaliyetinin durdurduğu haberi alınmıştı. Gediz taarruzu kumanda, sevk ve idare bakımından çok güç bir askeri harekat olmuştu. Bu taarruzdan sonra önemli bir tartışma ortaya çıktı.

Ethem Bey ve arkadaşları, Gediz taarruzunda düzenli kıtaların görevlerini yapmadıklarını, Kuvayi Seyyare’ye yardımcı olmadıklarını söylüyorlardı. Bu şekilde de nizamiye kıtalarını gözden düşürmeye çalışıyorlardı.

Buna karşılık olarak nizamiye kıta komutanları da, Kuvayi Seyyare’nin yeteri kadar savaşmadığını, savaş meydanını bıraktıklarını bildiriyordu. Ayrıca Batı Cephesi’nin Gediz Savaşından ve onun maddi ve manevi sonuçlarından sonra Ali Fuat Paşa’nın cephedeki komutanlık etkisi ve gücü sarsılmıştı.

Mustafa Kemal Paşa bu nedenle Ali Fuat Paşa’yı Ankara’ya çağırmış ve kendisine Moskova Elçiliğini önermişti.

Ali Fuat Paşa’nın bu görevi kabul etmesinin ardından Batı Cephesi ikiye ayrılacaktır. Bunlardan Batı Cephesi adı olarak adlandırılan cepheye İsmet Paşa, Güney Cephesi olarak ayrılan kısmına Refet Bey atanmıştır.

Çerkes Ethem ve arkadaşları, Güney Cephesine Refet Bay’in atanmasına itiraz etmiş ve bağımsız kalmak istediklerini bildirmişlerdir. Bu durum ileride Çerkes Ethem isyanının nedenlerinden olacaktır.

Yararlandığım Kaynaklar:
  • Gediz Muharebeleri – Vikipedi
  • Milli Mücadele Hatırları – Ali Fuat Cebesoy
  • Milli Mücadele 1919-1922 – Kazım Özalp 
  • Nutuk – Gazi Mustafa Kemal Atatürk

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma